Bir baba tartıştığı oğlunu bıçaklıyor ve ölümüne sebep oluyor. Bu haberi okuduğumda bir babanın büyük umutlarla büyüttüğü oğlunu hangi gerekçe ile katledebileceğini düşündüm. Baba için evladından daha kıymetli ne olabilir ki Fakat ne yazık ki, çağımızın getirdiği manevi hastalıklar anne baba ve çocukları birbirlerine bağlayan değerleri zayıflatarak aralarına aşılmaz duvarlar örüyor. Günümüzde bu hastalıkların taşıyıcılığını yapan medya sorunu daha da derinleştirerek içinden çıkılmaz hale getiriyor. Zira eskiden aile içi ilişkilerde bir sorun yaşandığında baba aile fertlerini bir araya toplar ve sorunu enine boyuna konuşurdu. Artık anne baba ve çocuklar sorunlarını sosyal medya üzerinden kısa mesajlar yazarak dile getiriyorlar. Fertler sağlık bir zeminde sağlıklı iletişim kuramadıklarından sabır, empati, fedakarlık ve şefkat gibi değerler gelişme imkanı bulamıyor.
 
72 yaşındaki bir kayınvalide oğlunu kendisinden uzaklaştırdığını düşündüğü geliniyle kavgaya tutuşuyor. Tartışma iyice alevlenince yaşlı kadın evindeki av tüfeğini alıyor ve gelinini oracıkta vuruyor. Kayınvalide sudan sebeplerle gelinini öldürüyor ve kalan ömrünü cezaevinde geçirmeye razı oluyor. Kayınvalide gelin sorunlarının temelinde kıskançlık ve rekabetin olduğu biliniyor. Fakat 72 yaşında bir kadının ihtiraslarına yenik düşüp gelinini öldürmesi sadece kıskançlıkla ilişkilendirilemez. Burada kıskançlıkla birleşen patolojik bir sorundan da bahsedilebilir. Zira ruh sağlığı yerinde tutarlı ve dengeli bir kişinin şiddet ve öldürme eylemine yönelmesi söz konusu olamaz. 
 
Bir genç kız sevgilisini istemediği gerekçesiyle annesine sözel saldırıda bulunuyor, anne tepki vermeye devam edince kendisini bin bir emekle büyütün kadını ekmek bıçağı ile öldürüyor. Kültürümüzde ana kavramı özel bir yere sahiptir. 3 kg bir bebek olarak dünyaya gelen insan yavrusu annenin desteği ile hayata tutunur. O yüzden dinimizde ana baba hakkına büyük önem verilmiştir. Fakat gelin görün ki o çocuk bir gün geliyor kendisini el bebek gül bebek büyüten o anneyi katlediyor…
 
Başınızı hangi yana çevirseniz şiddetin izlerine rastlıyorsunuz. Gazetelerin ilk sayfalarını işgal eden cinayet haberleri korkularınıza her gün bir yenisini daha ekliyor. Artık anne evladına, evlat babasına, komşu komşuya arkadaş arkadaşa güvenemiyor. Şiddet sarmalına dönüşen insanların nerede ne yapacağı belli olmuyor. Toplumun ruh sağlığı bozuluyor, insanı ayakta tutan insani değerler gün geçtikçe daha da zayıflıyor. Fakat bu tehlikeye hiçbir cenahtan tepki gelmiyor şiddet adeta sıradanlaşıyor. Çok ilginç değil mi