Analar ve Çocukları
Hepimiz bir ailenin üyesiyiz… Acı ve neşede ortaklığımız var. Bedenin uzuvlarından biri rahatsızlandığında nasıl etkileniyorsak, aile bireylerinden birine bir zarar isabet ettiğinde de aynı şekilde etkileniriz. Bir elin parmakları gibiyiz birbirimize kuvvetli bir bağ ile bağlıyız. Fakat bu bağ bizi hiçbir zaman köleleştirmez, aynı zamanda kendimize özgü bir dünyamız da vardır.
Anne ile çocuk aynı bedende atan bir kalp gibidirler. Kültürel kodlarımızın bir yansımasıdır; annelerimizin gözünde çocuklar hiçbir zaman büyümezler. Çocuk ergenlik dönemine geçerken anne çocuğunun kendisinden uzaklaştığını düşünür. Oysa çocuk bağımsızlaşmak, ayaklarının üzerinde durmak ve kendini oluşturmak için çaba göstermektedir. Anne ise onun bağımsızlaşma isteğini itaatsizlik ve sorumsuzluk olarak algılayıp çocuğu yerden yere vurmaya başlar. Anne belli etmese de iç dünyasında yoğun bir çatışma yaşamaktadır. En büyük korkusu şudur: Acaba çocuğum beni sevmiyor mu
Anne duygularını gizlemeye çalışsa da zor bir süreçten geçmekte ve sürekli şekilde çocuğunu suçlamaktadır. Akşam hava karardığında annenin hüznü daha da artmakta ve çocuğun büyüdüğünü bir türlü kabul edememektedir. Anne her şeyin eskisi gibi olması için dua etmekte ve çocuğun geri adım atacağı anı beklemektedir. Oysa hayat akıp giden bir nehir gibidir. Çocuk büyüdükçe duyguları, düşünceleri ve beklentileri değişmektedir. Çocuğun yeni duruma uyum sağlayabilmek için gösterdiği çaba annenin korkularını daha da arttırmakta ve onu yeni çözüm yollarına itmektedir.
Yaşadığımız dünya, sadece iyiliği değil kötülüğü de içinde barındırıyor. Anne evlerimizin, sokağımızın, mahallemizin kıyısından akan kirli suların çocuğuna bulaşmasından endişe etmektedir. Anne birkaç yıl öncesine dönüp çocuğunu kanatlarının altına alamayacağını biliyor. Sonra derin bir iç çekiyor ve öylece uzun süre bekliyor. Sonra başını kaldırıyor ve onu kanatlarımın altına alamam ama eteklerini yukarı çekerek kirli sulara bulaşmadan yürümeyi öğretebilirim diye düşünüyor. Anne rahatlıyor. Anne nihayet çocuğun büyüdüğünü kabul ediyor. Ve onunla daha sağlıklı ilişkiler kurabilmek için yeni bir strateji belirliyor.
Anne şu ilkelere riayet etmek için kendine söz veriyor:
1-Çocuğu İslami bilgi ve bilinç noktasında desteklemek.
2-Anlayışlı olmak.
3-Empati yapmak.
4-Eleştirmemek, suçlamamak ve sen diye başlayan cümlelerden uzak durmak.
5-Ona değer vermek, doğru yönlendirmek.
6-Bizim zamanımızda diye başlayan ifadelerden uzak durmak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.