CANIM SIKILIYOR!
Bu işte bir yanlışlık var. 200.000 askerle 200 milyar dolardan daha fazla para harcayarak, insanları yerinden yurdundan ediyor ve aradan geçen çeyrek asra rağmen, bırakın karakolunuzun ülke sınırlarını korumasını, siz karakolunuzu koruyamıyor, sınırı geçen 350 PKK askerini izleyemiyor, 34 defa saldırıya uğrayan derme çatma, barakayı andıran bir karakolu 300 metre ötedeki daha güvenli bir tepeye taşıma konusunda bir yıldır hiçbir şey yapmıyorsanız, güldürmeyin insanı.. Bu işi emriniz altındaki Karadenizli bir grub inşaat kalfası bile, kumu, çimentoyu, demiri sırtında taşıyıp kale gibi bir karakol inşa eder size.. Kumun, çimento ve demirin parasını, cami cemaatı ile toplar bir Cuma gününde.. Ve Karadeniz uşağı bu işi çok iyi bilir.. Böyle bir çözüm, tuğla yerine cesetlerin, su yerine kanın ve gözyaşının sel olup akmasından daha iyidir.. İşin bu kadarı için kurmay olmaya gerek yok. En basit, sıradan sorumluluk duygusu ile bile bu iş çözülebilirdi..
Birilerinin bu işin hesabını vermesi lazım. Şehit cenazelerinin törenleri bazı şeyleri açıklamaya yetmiyor.. Resmi açıklamalar inandırıcı değil.
Daha fazla yetki talepleri de bana ciddiye alınacak talepler gibi gelmiyor..
Halit Kakınç’ın ATV'deki yorumu tek kişinin tepkisi değil.. Bu artık bu işin içinde derin kuşkular olduğuna ilişkin yaygın bir kanaat.
Hamasi nutuklar, bu acı ve derin gerçeğin üzerini örtmeye yetmiyor..
Birileri meydan okumayı bırakıp, bu işin hesabını vermesi gerek..
Ortada bir zaafiyet var ve başarılı değilsiniz.. Cevabsız kalan sorular var bu işte.. Birilerinin bu sorulara cevap vermesi gerek.. Uydu fotoğrafları, krokiler, derin soruya cevap vermiyor..
Bıktık artık yetim kalan çocukların, dul kalan kadınların gözyaşlarını izlemekten..
Kimileri para ve yetki istiyor.
Birileri, terörü bahane edip, demokratik talebleri baskı altına almaya çalışıyor.
Bir diğeri, kriz çıksın da Ergenekon'a gün doğsun!
Terör örgütlerinin kimler tarafından niçin kurulduğunu biliyoruz artık.. PKK'nın, Apo’nun arkasındaki güçleri de.. Bu olayların zamanlaması da ilginç.. “Zaman ayarlı provakasyonlar.”
Teröre lanet okuyan malum medianın provakatif yayınlarının arkasından, malum çevrelerin gözyaşları timsahın gözyaşlarına benziyor..
Bu işler böyle devam edecek olursa bu insanlar sadece terör örgütüne lanet okumakla kalmaz, başkalarına karşı da seslerini yükseltirler.. Çünki bu iş artık kabak tadı vermeye başladı..
Nasıl Şeytanın varlığı, günah işlememizin gerekçesi olamazsa, terör örgütün varolması da, ihmallerin, yanlışların gerekçesi olamaz..
Bu işte bir yanlış var ve biz asıl o yanlışlara kurban veriyoruz!
Evet! “Bu defa Genelkurmay hesap versin”. Sadece bu olayın değil, önceki olayları, çetede ele geçen silahların, resmi kişilerin bulaştıkların işlerin hesabını da!
Güvenlik güçleri, başkalarından hesap sormadan önce kendileri hesap vermeli..
ABD ve Kürt yönetiminin bu olaydan habersiz olması mümkün değil. Bizimkiler de habersiz olamaz.. Gündüz vakti bir saldırı gerçekleşiyor. Uydu fotoğrafları, insansız uçaklar, istihbarat faaliyetleri, hiçbir kaynaktan bilgi yok mu?
350 kişiyle geliyorlar.. Peki olay oluyor, yol mayınlanmış, hava ikmali..
Onu da geçtik, 8 saat süren bir çatışmadan söz ediliyor. Geri kaçış yolları neden kesilmedi?..
Cevabsız o kadar çok soru var ki! Verilen cevaplarsa inandırıcılıktan çok uzak..
Bu ilk saldırı değildi. Bu kafa ile sonuncusu da olmayacak..
Birilerinden bunun hesabının sorulması gerek. Birilerinin görevden alınması gerek.. Birilerinin mahkemeye verilmesi gerek..
“Kahrolsun PKK” demek yetmiyor.. “Hesap sorulacak, kanları yerde kalmayacak” demek yetmiyor..
Ha sahi, bu arada aklıma gelmişken, Cumhuriyet (H.) Partisi Genel Başkanına ve boykot ehline sorayım, 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonuna katılacak mısınız, yoksa boykot devam ediyor mu?
Çankaya’daki törende birileri çıkıp, “Bursa nutku”nu okusa ne iyi olur, hem de Atatürk oratoryosu eşliğinde!. Vatan kurtulur! Yine aklıma takıldı, Çankaya Belediyesindeki şu yolsuzluk hikayesi ne oldu! Tam da AK Parti ile ilgili yolsuzluk dosyaları servis yapılacakken!
Boşverin siz bu işleri, önemli olan laik cumhuriyeti kurtarmaktır.. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir “netekim!”
Geçen gün Ataman Aksöyek’in “On genç Fransız'ın ölümü neyi değiştirir” başlıklı bir yazısını okudum. Afganistan'daki Fransız askerlerini irdeleyen bir yazı.. Fransa'da bu 10 gencin kanı bazı şeyleri değiştirdi. Ama bakalım “Bizim askerlerin kanı” neyi değiştirecek?..
Birileri bunun faturasını iktidara çıkarmak istiyor..
Ergenekon, üniversite öğrencilerini, cumhuriyet çocuklarını iktidara karşı kışkırtmanın yollarını arıyor.
Hali hazır global ekonomik kriz ve durgunluk piyasayı vurmuşken, Ergenekon duruşması öncesi, 29 Ekim'e doğru, seçim ufukta görülmeye başladığı bir zamanda patlatılacak bombalar, dökülecek kanlar bir umut gibi gözükebilir.. Birilerinin kanları ve gözyaşları üzerine zar atmaya alışık çevreler için dem bu demdir işte..
Herkes bir sürü şeyler söylüyor, fotoğraflar ve krokiler.. Peki söylenenlerin kaçta kaçı doğru? Sıcak çatışmanın içinden gelenlerle Genelkurmay'dan yapılan açıklamalar aynı değil.
Sahi bu çatışma ne zaman oldu? Bu iş biliniyor mu idi gerçekten?
ABD ne kadar işin içinde? Gerçekten 25 PKK'lı öldürüldü mü? Kim bunlar?.. Cesetler nerede, resimleri var mı? Cesetler ne oldu? Türk vatandaşı ise onlar, suçlu da olsalar, bu işin bir mevzuatı olmalı!
350 kişi geldi diyorlar, bunların silahlarını, mühimmatlarını, ilaçlarını, yiyeceklerini taşıyan kaç katır vardı?.. Peki yüzlerce silahlı kişi, bir o kadar yük taşıyan hayvanlarla birlikte nasıl haber alınamadı, alındı ise niçin durdurulamadı?
Gerçekten bu işin Ergenekon davası ile, ya da çete hesaplaşması ile bir ilgisi var mı? Ya da bu iş seçimlere yönelik bir operasyon mu idi?.
Peki bundan sonraki adım ne? Bu iş hep olduğu gibi yapanın yanına kâr mı kalacak yine?
Sahi Erhan Göksel’in “turktime.com”daki röportajına ne demeli.. Büyükanıt giderayak 7 milyar dolarlık, silah alım anlaşması imzaladı mı? Daha vahim iddialar da var!
Tekirdağ'da kaçakları taşıyan kamyon devrilmiş, 18 ölü, 25 yaralı. Saroz körfezinde denizden ceset topluyor bizim balıkçılar..
Of anam of! N’olacak bu memleketin hali.. Kim soracak bu işin hesabını, ne zaman! Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.