Tasavvuf ve Tarikat Düşmanları
15 Temmuz darbesinden sonra birtakım adaletsiz, ölçüsüz, insafsız, kötü niyetli insanlar hak yolda hizmet veren Ehl-i Sünnet ve Cemaat tarikatlarına saldırmaya başladılar.
Bunların bir kısmı Vehhabî ve Selefîdir.
Bir kısmı Mutezile fırkası mensubudur.
Bazısı mezhepsizdir.
Kimisi, yüzlerce Protestan İslamcılık fırkasından birine mensuptur.
Light ve ılımlı İslam taraftarıdır.
Mantıkları çarpıktır.
Bir sapık Kur’anı yanlış tefsir etse, onun yüzünden Kur’an reddedilmez.
Bozuk ictihadlar yapan, abuk sabuk fetvalar veren sapığın biri yüzünden fıkıh inkar edilemez.
Resulullah Efendimizin haber verdiği üzere Ümmet yetmiş üç fırkaya ayrılmıştır, bunlardan sadece biri haktır, Fırka-ı Nâciyedir.
Fırka-i Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaat içinde yer alan bütün tasavvuf tarikatları haktır, doğrudur.
Fırka-i Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içindeki teferruata ait küçük ihtilaflar, çeşitlilikler, farklılıklar rahmet vesilesidir.
On iki büyük tarikat vardır. Nakşilik… Kadirilik… Halvetilik… Şazelilik… Bedevilik… Mevlevilik… Cerrahilik… Sünnî Bektaşilik… Desukiyye… Sadiyye… Yeseviyye… Kubreviyye… Bunlar esasta, temelde, usulde birdir.
Bunlar ve diğer öteki hak tarikatlar hep Tarikat-ı Muhammediyedir.
Bazı tarikatların içine sapıklar sızdı diye tarikat ve tasavvuf inkar ve reddedilemez.
Bütün hak tarikatların itikadı Ehl-i Sünnet ve Cemaat itikadıdır.
Onların hepsi Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye sımsıkı bağlıdır.
Onların mensupları beş vakit namazı dosdoğru kılarlar ve kıldırırlar.
Onlar Kur’an ve Peygamber (Salat ve selam olsun ona) ahlakı ile ahlaklıdır.
Osmanlı devlet-i islamiyesi, altı asır boyunca Şeriata ve Tarikata bağlı olarak ayakta durmuş, büyük fütuhat yapmıştır.
Din sömürüsü yapan alçaklar ve reziller elbette gerçek tarikatlı değildir.
Cahillikle tarikat hizmetleri birlikte yürümez.
Kadın erkek karışık olarak birlikte zikir yaptıran tarikatlar Sünnî ve hak tarikat değildir.
Hak tarikatlar, sapıklığın önündeki en büyük engeldir.
Dini ve tasavvufu alet ederek soygunculuk ve sömürü yapan reziller tarikatlı değil, tarikatçıdır.
Tarikat ve tasavvuf düşmanları sapla samanı birbirine karıştırıyor.
Anadolu ve Rumeli coğrafyasına İslam tarikatlarla girmiştir.
Hak tarikatlar yıkılırsa İslam gider, Ümmet çöker.
Nasıl mı gider… Endülüs’te olduğu gibi gider.
Hak tarikatların en büyük düşmanları Fazlurrahmancılardır.
İslamın içini boşaltmak, Şeriatsız ve fıkıhsız light ve ılımlı bir İslam türetmek isteyen münafıklardır.
Hak tarikatlar halen yasak ve kapalı. Bu yasak büyük bir kopukluğa sebep olmuştur.
Meşihat makamı, onun Meclis-i Meşayih’i olmadığı için birtakım müteşeyyihler türemiştir.
Tarikat ve tasavvuf düşmanları onlara kızıp yorganı yakmaya çalışan dengesizlerdir.
Bütün hak tarikatlar Kur’ana, Sünnete, Şeriata dayalıdır.
Hiçbir hak tarikatta hurafe yoktur.
Hak tarikatlar sahih inanç (tashih-i itikad) için çalışır.
Mensuplarına beş vakit namazı dosdoğru kıldırır.
Kur’an, Peygamber ahlakının ve hikmet-i islamiyenin hakim olması için hizmet verirler.
Bütün kâmil şeyhler ve mürşidler Resulullah efendimizin yolundan gider.
Yakın tarihimizin karanlık günlerinde bütün hak tarikatlar, kamil mürşidler, gerçek şeyhler Din-i Mübini İslam’a ve Ümmet-i Muhammed’e büyük hizmetler etmiştir.
Zalimler onların kimisini şehid etmiş, kimisini sürgünlere göndermiş, kimisini zindanlarda çürütmüştür.
Hak tarikatlar her zaman süflî siyasetin üzerinde olmuş ve kalmıştır.
Tarikatların tamamına karşı olmak, bozuklar yüzünden doğrulara da cephe almak büyük bir adaletsizlik, insafsızlık ve dengesizliktir.
Bunu yapan reformcuları, dinde değişim ve yenilik isteyenleri, mezhepsizleri, Vehhabileri, Selefileri, Afganicileri, Fazlurrahmancıları, Mutezilileri, Teymiyecileri, hadis ve Sünnet inkarcılarını, içi boş bir İslam üretmek ve türetmek isteyenleri, Kemalist ilahiyatçıları, Müslüman oryantalistleri, Bigiyefçileri, aktivistleri ve benzeri fırak-ı dalleyi bir kere daha kınıyorum.
04.12.2016