Vaktinizi İsraf Etmeyin
Rivayet olunur ki, bir adam sırtına aldığı buz torbası ile pazara çıkar ve “Sermayesi eriyen bu adama acıyın” diye seslenir. Bu kişi eriyen buz metaforu ile geçip giden zamana işaret etmiştir. Zira dünya üzerinde çok az kişi zamanın ayak seslerini duyabilmiştir. Mevsimler geçer, gündüz geceyi gece gündüzü kovalar, vakti gelen göçüp gider fakat dünya ile kurduğumuz bağı o kadar kuvvetlendirmişiz ki, geçen dakikaları bir türlü göremeyiz. Çöle dönen hayatlarımız, bizi öyle bir dehlize sürüklemiştir ki, gerçeği görmekten ve duymaktan uzak kalırız. İsraf bataklığında nefes alıp verirken ne geçmişi ne de geleceği görebiliriz.
Çağımız hakkında sormuş olsalardı, bu çağın israf çağı olduğunu söyleyebilirdim. Günümüzde yemede - içmede, giyim - kuşamda, teknoloji ile kurulan bağda, zamanın kullanımında ve hayatın her safhasında israfa batmış durumdayız. Günümüzün modern insanı küresel kapitalizmin kuşatması altında zaman ve mekân zindanına hapsolmuş, sadece ve sadece koparabildiği kadarıyla kendisine ve çevresine vakit ayırabiliyor. Bu da bir kaç saati geçmez. Gündelik hayatınızın analizini yaptığınızda bütün ideallerinizi üç beş saatlik bir zaman dilimine sığdırmak zorunda olduğunuzu görürsünüz. Peki, bu durumda ne yapacaksınız Ya size dayatılan hayatı ret edip, büyük bedeller ödeyecek ve bu zincirleri kıracaksınız ya da bu zincirin bir halkası olarak küresel zamanların küresel boyunduruğu altında yaşamaya devam edeceksiniz.
Bize dayatılan yaşam biçimindeki zaman ve mekân algısı teknolojik araçlar vasıtasıyla şekillendiriliyor ve bu döngü içerisinde sıkışan insan hiç olmazsa kendisine kalan üç beş saatlik vakti verimli geçirmenin yollarını aramak yoluna kendisine dayatılan yaşam kalıplarına tereddütsüz uyum sağlıyor. Öyle ki bugün insanlar iş yaşamlarında kayda değer bir rahatlama yaşasalar dahi, küresel kapitalizmin zihinlerinde oluşturduğu bakış açısı ile hareket edeceklerinden zaman israfından kurtulma imkânına sahip olamayacaklar. Çünkü kapitalist karaktere sahip fertler için aslolan geçici hazlardır, kalıcı olan huzur değil.
Zaman Yüce Allah’ın insana bahşettiği en büyük imkândır. Öyle ki evrende yer kaplayan her şeyin zamanla kuvvetli bir bağı vardır. Ve akıp giden zamanın geri getirme imkânımız yoktur. O yüzden ekmeği israf etmemek için gösterdiğiniz çabayı zamanı israf etmemek için de göstermelisiniz.
Zamanı nasıl ve ne şekilde kullanacağımız konusunda Resulullahın örnek yaşamına bakarsak, pusulamızı şaşırmaz, istikamet üzere yaşayabiliriz. Allah’ın Resulü zaman taksimini şu şekilde yapmıştı:
İbadet
İş
Dinlenme
Dinin tebliği
Aile ve akrabalara ayrılan vakitler
Yardım çalışmaları
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.