Ubuntu
Afrika yerlileri üzerinde araştırma yapan bir antropolog yaşları birbirine yakın olan çocukları bir halkada toplamış ve elindeki elma sepetini çocuklardan uzak bir mesafeye koyup şöyle söylemiş: “Çocuklar şimdi sizinle bir oyun oynayacağız, ben işaret ettiğim anda hep beraber koşacak ve elma sepetine ulaşmaya çalışacaksınız. Sepete kim önce ulaşırsa meyveleri yeme hakkı onun olacak” Çocuklar el ele tutuşmuşlar ve beklemeye başlamışlar. İşaret edildiği anda hep birlikte koşup sepete ulaşmışlar. Antropolog “ben size öyle dememiştim, bu bir yarıştı ama siz hep birlikte koştunuz ve sepete aynı anda ulaştınız” deyince çocuklar “biz ubuntu yaptık” demişler. Afrika yerli dilinde önemli bir yere sahip olan “ubuntu” -senin varlığına ihtiyacım var, senin benim varlığıma ihtiyacın olduğu- anlamında kullanılıyor. İnsanoğlu, sevgi, şefkat, adalet, paylaşım gibi temel değerleri kendi türüyle kurduğu iletişim sayesinde elde edebiliyor.
Dünyaya geldiği anda ilk iletişimini anne ile kuran insan yavrusu bu süreçte karşılıksız sevmeyi ve paylaşımı öğrenir. Ailede başlayan öğrenme süreci dış dünyada da devam eder ve insan yaşadığı toplumun kurallarını diğer insanlarla bir arada yaşayarak öğrenir.
Ubuntu insanın birliktelik ruhunu, biz duygusunu ifade eder. Fertlerin kimliği, birlikte yaşadıkları kişilerin kişiliğine ve varlığına saygı göstererek şekillenir, bu bir gerçek…
Batı zihniyetinde fertler “biz ve öteki” diye ayrıştırılırken, ilkellikle itham edilen Afrika insanı fıtratında mevcut olan paylaşım ve dayanışma gibi değerleri öne çıkarıyor ve biz duygusu ile yaşıyor. Biz duygusu aynı zamanda sinerjik bir yaklaşımı, kardeşlik eksenli bir bakış açısını da ifade ediyor. Biz duygusu ile hareket eden kimseler bir salkımın taneleri gibi birbirlerine bağlıdırlar. Bu anlayışa göre her fert özel bir değere sahiptir ve bu değer onun diğerleriyle bütünlük arz etmesinden kaynaklanır.
Zulu kültüründe önemli bir yere sahip olan ubuntu bu insanları birbirlerine bağlayan etken bir faktördür. Bu doğrultuda hareket eden kişi diğer kimseler sayesinde kendini tanır ve nasıl davranacağını öğrenir. Diğer toplumlarda da insanın kendi türüyle hemhal olma ve sinerjik bir bağ kurma eğilimini ifade eden kavramlar vardır. Mesela Brezilyada mutirao, Filipinlerde bayanihan, Endonezya’da gotongroyong, Sri Lanka’da shamadama, İslam ülkelerinde hemhal olmak buna benzer anlamlar taşımaktadır. Çünkü yalnız ve yalıtılmış bir hayat insanın doğasıyla uyumlu değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.