Fitnenin İki Yüzü
DİN vicdan inanç hürriyeti ayaklar altına alınarak İslam’a, kutsal değerlere saldırılıyor. Bu, helak edici büyük bir fitnedir. Müslümanlar, yasal sınırlar içinde bu fitneyi önlemek için çalışmıyor, saldırganları frenlemiyor. Bu da fitne madalyonunun ikinci yüzüdür. Bu iki fitne yüzünden ülkenin, halkın, devletin başına büyük işler, âfetler gelmesinden korkuyorum.
***
Şu laiklerin, çağdaşların, feministlerin işlerine akıl ermiyor. On üç yaşında bir kız evlendirilse kıyamet kopartıyorlar ama (birkaç ay önce oldu) büyük bir ilçede okul çocuğu, on üç yaşlarında, “ağızları süt kokan” üç kız para mukabilinde fuhuş yaparken yakalandılar, bu son derece vahim ve rezil hadise hakkında ses çıkartmadılar. Niçin susuyorlar?
***
Göklere çıkartıyorlar, büyük saygı gösteriyorlar, çok itibar ediyorlardı. Devran değişti, şimdi yerin yedi kat dibine batırıyorlar, çok hakaret ediyorlar, sövüp sayıyorlar.
***
Cumhuriyet devrinde bugünkü kadar demokrasi, din vicdan söz hürriyeti olmamıştır. Bugünkü kadar çoğulculuk olmamıştır. Bugünkü kadar medya hürriyeti olmamıştır… Bu söylediklerim inkar edilemez realitelerdir. Bendeniz bu satırları bir muvafık olarak değil, sosyal ve kültürel açıdan bir muhalif olarak yazıyorum. 1924’ten sonra hürriyet, demokrasi, çoğulculuk kaldırılmış, tek parti faşizmi hakim olmuştur. Muhalifler ve Müslüman çoğunluk İstiklal Mahkemeleri terörüyle ezilmiştir. Nice aydın, alim, fazıl, muhterem şahsiyet idam edilmiştir. Hukuk ve adalet ayaklar altına alınmıştır. Müslümanlara düşman muamelesi yapılmıştır. Günümüzde, birtakım aşırı ve dengesiz muhalifler devlet başkanına korkusuzca hakaret edebiliyor, diktatör diyor. Gerçekten diktatör olsa, böyle yapabilirler mi?
***
İstikbale ait bazı olumsuz tahminlerim var. Bunları çok açık şekilde yazmak istemiyorum. Halkın ve idarecilerin topluca uyarılması gerekir. Bir kişinin, birkaç kişinin uyarması yeterli olmaz. Mutantan bir uyarı metni hazırlanmalı, en az 250 önemli, akıllı, bilge, geniş ufuklu şahsiyet tarafından imzalanmalı, bazı gazetelerde tam sayfa ilan olarak yayınlanmalı. Bu metin tarihe geçmeli. Belki uyanan olur.
***
Laiklik hakkında temel gerçekler: Laiklik evrensel bir insan hakları değeri değildir… Laiklik cumhuriyetin ve demokrasinin olmazsa olmaz şartı değildir… İnsan haklarıyla ilgili hiçbir belgede, beyannamede, sözleşmede laiklik yoktur… En fazla hürriyet, adalet, demokrasi İngiltere krallığındadır; orada laiklik yoktur, din-devlet birliği ve işbirliği vardır.
***
Çoluk çocuk pirzola, kalkan balığı yiyemiyoruz diye ağlayan dar gelirli fakir aile babasına: Lütfen biraz makul olunuz. Pirzola yemeden de iyi yaşayabilirsiniz. Yeşil mercimek yemeği, pirzoladan kalkandan daha besleyici ve faydalıdır. Mercimeğin içine biraz biber ve sarımsak koyulursa çok lezzetli olur. Şükürsüzlük etmeyin, realist olun, mutlu olun, aptalca göz yaşlarınızı silin derim size.
***
15 Temmuz darbesi bitti mi?.. Maalesef bitmedi. Trajedinin yeni sahneleri hazırlanıyor.
***
Müslümanlar, ezelde Kalu bela gününde Allah ile yapmış oldukları ahd ü misakı çiğnerlerse intihar etmiş olurlar.
***
Bugünkü zenginlik, lüks hayat, konfor, gel keyfim gel, oh kekâh, müzeyyen evler, şahane binitler keramet değil, istidractır. Azgınların sonu iyi olmaz.
***
ABD’deki Amişler cemaati, kendi özerk bölgelerinde püriten bir hayat sürüyorlar. Amiş bölgesinde elektrik yoktur, motorlu vasıta yoktur. En fazla huzur, âsâyiş, dirlik düzen, iç barış, güven oradadır.