Suyun Altındaki Görünmeyen Gerçek Gündem
TÜRKİYE’nin iki gündemi vardır. Birincisi, suyun üzerinde görünen sahte gündem. İkincisi suyun altındaki gizli gerçek gündem.
Görünmeyen, bilinmeyen gerçek gündemin en önemli maddeleri ve konuları nelerdir.
Birincisi: Eğitimdir. Ülkemizin eğitimi, okulları millî kimliğe, evrensel insan haklarına, vasıflı insan yetiştirmeye, gerçek kültüre, tarihî devamlılığa yönelik değilse geleceğimiz karanlıktır. Aklı başında, sağduyulu, gerçekten kültürlü bütün vatandaşların, bilhassa çoğunluğu oluşturan Müslümanların eğitim ve okul konusu üzerinde durmaları, uzmanların bu konuda çareler ve çözümler aramaları ve bulmaları gerekir.
İkincisi: Yurtta sosyal barış ve uzlaşı olmasıdır. İç barış yoksa durum vahim, istikbal karanlık demektir. Bu konu ciddî ve olumlu şekilde tartışılmalı, müzakere edilmelidir.
Üçüncüsü: Adalettir. Kanunlar âdil olmalı, âdil mahkemeler âdil kanunları âdilâne şekilde uygulamak suretiyle âdil hükümler vermelidir. Adalet yoksa mülkün temelleri sarsılır. Âdil olmayan kanunlarla adalet sağlanmaz.
Dördüncüsü: Ülkede ahlakın ve faziletin hakim olmasıdır. Ahlaksızlık, faziletsizlik yaygın ve hakim hale gelmişse sarsıntılar, krizler önlemez, şu veya bu şekilde yıkılış ve batış olur.
Beşincisi: İstanbulda ve civarında büyük bir deprem beklenmektedir. Deprem konusu devamlı gündemde tutulmalıdır. Çareler, çözümler, tedbirler alınmalıdır.
Altıncısı: Ortadoğu’da şiddetli savaşlar olmaktadır. Suriye meselesi çözümsüz hale getirilmiştir. Savaşın daha da büyümesi, üçüncü dünya savaşına sebep olması ihtimali büyüktür. Lafı edebiyatı zevzekliği bırakıp tedbirler alınmalıdır, hazırlanılmalıdır.
Yedincisi: Türkiyenin müzmin bir şeffaflık ve temizlik meselesi vardır. 2015 yılı uluslararası şeffaflık ve temizlik anketinde, notumuz yüz üzerinden kırk ikidir. Bu mesele gündeme alınmalı, müzakere edilmelidir.
Sekizincisi: Kadın meselesidir. Nüfusun yarısını oluşturan kadın ve kızlarımızın durumu nasıldır. İyi midir, kötü müdür. Bu konuda ne gibi noksanlarımız vardır. Bunlar da ilmin, irfanın, yüksek kültürün, dinin, ahlakın, bilgeliğin ışığında incelenmelidir.
Dokuzuncusu: Din meselesidir. Türkiye Müslüman bir ülkedir ama halkın Müslümanlığı ne kadardır. Halk İslam’ı doğru olarak biliyor mu. Mutlaka yapılması gereken dinî hizmetler doğru dürüst yapılıyor mu. Ateist ve münafık şer güçleri dinin içi boşaltmak istiyor mu. Ülkenin ve halkın yeniden Müslüman edilmesi konusunda plan program proje var mı.
Onuncusu: Türkiyede krizler, fitne ve fesatlar var mıdır, yok mudur. Varsa, bunları ortadan kaldırmak, azaltmak için bir ıslah projesi mevcut mudur. Böyle bir ıslahı hangi güçler yapacaktır.
On birincisi: İktidar Türkiyeyi iyi idare etmekte midir.
On ikincisi: Muhalefet vazifesini yapmakta mıdır.
On üçüncüsü: Yakın zamana kadar dünyanın sayılı tahıl ambarlarından biri olan ve dış ülkelere buğday ihraç eden Türkiye şu anda ekmeklik buğdayını bile yetiştirememekte, dışarıdan buğday satın almaktadır. Bu maddenin gündeme alınması gerekmez mi.
On dördüncüsü: Ülke çirkinleşmektedir. Mimarlık ve şehirciliğimiz kötüdür. Çirkinlikten güzelliğe dönmek için neler yapılmalıdır.
On beşincisi: Türkiyenin büyük medyası iyi bir yolda mıdır, kötü yolda mıdır. Büyük gazeteler ve tv’ler hakka, doğruya, iyiye, güzele mi hizmet ediyor; yoksa tam aksine şerre, ahlaksızlığa, yalana, sapıklığa, küfre, nifaka mı hizmet veriyor.
Yukarıda saydığım maddelere ilaveler yapılabilir.
Birileri bunları gündemden çıkartmış, onların yerine halkı futbol, müstehcen yayınlar, açık saçık hafif meşrep kadınlar, ıvır zıvır magazin haberleri, dedikodular, şeytanlıklar, ahlaka aykırı eğlenceler, azgınlıklar, saçma sapan komplo teorileri ile meşgul ediyor.
Gerçek gündeme dönmezsek, günün birinde feci şekilde uyanacağız ama vakit çok geçmiş olacak.