Genç nüfusun çoğunlukta olduğu bir ülkeyiz ve bunu her fırsatta dile getiriyoruz. Fakat aynı zamanda genç potansiyellerin ziyan edildiği ve birer suç makinesine dönüştürüldüğü bir koordinatta yer almaktayız. Gençleri ahlak ve maneviyat ekseninde yetiştirmek ve hayata katmak yerine küresel odakların tuzaklarına kaptırıyoruz. Esrar, uyuşturucu, bonzai mağduru çocuklar cüzzamlı birer hasta gibi hayattan tecrit ediliyorlar. 
 
2007 yılında adını ilk defa duymaya başladığımız bonzai Müslüman gençler için kurulmuş elem bir tuzaktır. Küresel odaklar, laboratuvar ortamında üretilen kimyasal zehri bitkilerin üzerine sıkarak gençlerimizi katlediyorlar. Bir insanı silahla vurup öldürmekle, uyuşturucu enjekte ederek öldürmek arasında ne fark olabilir ki? Ama ne yazık ki bizler çocuklarımıza yönelen bu hain ellere bir türlü engel olamıyor ve onları yaşamlarının baharında kaybediyoruz.
 
Bilindiği üzere Hindistan uzun yıllar İngilizlerin sömürgesi altında kalmıştı. Onlar bu süreçte kenevir tohumlarını daha geniş yelpazeye yayarak, yoksullaştırdıkları ülkelerin çocuklarını bu madde ile tanıştırıp hedeflerine ulaşmaya çalıştılar. Tıpkı bunun gibi bonzai maddesi de gençlerimizi hedef alan bir projenin ürünüdür. 
 
Son yıllarda madde bağımlılığı konusunda halkı bilinçlendirebilmek için eğitim çalışmalarına ağırlık veriliyor, narkotimler okul önlerinde görev alıyor, gençlere yönelik geniş çaplı eğitim çalışmaları yapılıyor. Fakat yapılan çalışmalar pek etkili olmuyor, İslami bilgi ve bilinç noktasında desteklenmeyen gençler düşmanın tuzağına kolayca yakalanabiliyorlar.
 
Bonzai bir silah değil, Uzakdoğu ülkelerinde yetişen bir ağacın adı. Gelin görün ki, elin oğlu laboratuvarda ürettiği kimyasal zehri söz konusu bitkiye sıkarak, bizim mahallede bizim çocuklarımızı zehirliyor. Evet, bonzai bir silah değil ama bir silah etkisi gösterip, gençlerimizin ölümüne sebep oluyor.
 
Uzmanların ifadelerine göre bonzai çok tehlikeli bir madde, kısa sürede bağımlılık yapıyor ve ölüm riskini arttırıyor. Bonzai bağımlısı genç, içmediği vakit huzursuzluk, uykusuzluk, moral bozukluğu, saldırganlık yaşıyor. İçtiğimde iyileşirim düşüncesi ile hareket edip bağımlı hale geliyor. Bağımlı hale gelen gencin bütün yaşamı değişiyor. Gencin aile ya da sosyal çevresi ile ilişkileri bozuluyor, genç kendini toplumdan izole ediyor ve bağımlı olduğu madde dışında bir şey düşünemez hale geliyor. Fakat kıyıda can veren bu çocukların çığlıklarını duyan olmuyor ne garip!