Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Doğu Türkistan’da neler oluyor?

Doğu Türkistan’da neler oluyor?


Siyasi arenada dengelerin hızla değiştiğini görmekteyiz. 15 Temmuz sonrasında ABD ile ilişkilerine mesafe koyan siyasi irade şu günlerde yönünü Rusya ve Çin’e çevirmiş durumda. Suriye konusunda da ortak bir mutabakata varmaya çalışan Türkiye, Rusya ve İran’ın başta ABD olmak üzere batı ülkelerinde bir rahatsızlık uyandırdığını görmekteyiz. 
 
Son dönemlerde, Çin’in başını çektiği Şangay İşbirliği örgütü ile ilişkilere de ağırlık verildi. Rusya ve Çin ile yeni stratejiler belirleme girişimleri devam ederken 2017 yılında Şanghay’ın dönem başkanlığını Türkiye’nin yapacağı açıklandı. Fakat söz konusu mutabakat çalışmaları devam ederken gözden kaçırdığımız bir gerçek var. Doğu Türkistan… Çin Doğu Türkistan’daki Türkleri tutuklamaya ve kültürel kimliklerini korumaya çalışan bu insanlar üzerinde yoğun baskı oluşturmaya başladı. 
 
Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz kısıtlı imkânlar dâhilinde var olma mücadelesi verirken Çin hükümeti bölgeyi baskı altında tutarak dönüştürme ve sindirme politikalarına devam ediyor. Bölgede yerel kültürün, dini inançların yaşanması kısıtlanıyor ve fertler öz kimliklerinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor.
 
Dünya küçük bir köye dönüştü, teknoloji zaman ve mesafe unsurunu ortadan kaldırdı. Artık dünyanın bir ucunda gerçekleşen bir olay birkaç dakika içinde kutuplara kadar ulaşabiliyor. Fakat medya küresel odakların güdümünde olduğu için, bizler sadece haberdar olduğumuz malumatlara göre hareket edebiliyoruz. Medya etkin güç olarak kullanan odaklar çıkarlarına hizmet etmeyecek olayları sümen altı yapıp, niyetlerini gizlemeye çalışıyorlar. O yüzden bizler müstekbirlerin dünya üzerinde sergilediği zulmün bize ulaşan kadarından haberdar olabiliyoruz.
 
Doğu Türkistan halkı Çin’in kimliksizleştirme politikaları ile mücadele ederken yaşanan baskı ve zorbalığı dünyaya duyurma imkânı bulamıyorlar. İnsanlar yaşadıkları mahallede çevriliyor ve cep telefonları kontrol ediliyor. Kendi yağları ile kavrulmaya çalışan halk yakın takibe alınıyor, damgalanıyor ve suçlu ilan edilip cezalandırılıyor. Kültürel kimlikleri ile bütünleşen ve asimilasyona karşı direnç gösteren kardeşlerimiz toptan yok edilmek ve dönüştürülmek isteniyor. Çin hükümeti menfur eylemlerine her gün bir yenisini daha ekliyor. Çinlilere ekonomik ayrıcalıklar tanıyor ve Doğu Türkistan’a göç etmeleri için teşvik ediyor. Bölgede demografik bir değişim hedefleyen Çin hükümeti son üç ayda 3500 camiyi yıktırdı. 
 
Bölgedeki Müslüman halklara siyasi ve sosyal baskı uygulayan Çin yönetiminin birinci hedefi toplumu bilinçlendirme ve yönlendirme potansiyeline sahip kişiler ve bu kişilerin etkin olduğu camiler… Nitekim bölgedeki camilerin takibe alınması için 350 memura görev verildi. Çin Komünist Parti’ye bağlı medya kuruluşların ifadelerine göre camileri izleme kararının ardından rapor hazırlanacak ve insanlar baskı ve gözlem altında tutulacaklar.
 
Çin hükümeti Müslüman halkın yoğunlukta olduğu Doğu Türkistan’da daha evvel de kamu çalışanlarına oruç tutma yasağı getirmiş, insanları kılık kıyafet konusunda kısıtlamalara tabi tutmuştu. Çin’in baskılarına karşı halkı bilinçlendiren öncü kişiler katledilmiş ve yıldırma politikaları devam etmişti. 
 
Bölgede baskılar devam ederken, zor şartlar altında kültürel kimliklerini korumaya ve inandıkları gibi yaşamaya gayret eden Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz kendilerine uzanacak bir el bekliyorlar.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi