Anneliği erteleyen kadınlar
Geçtiğimiz hafta katıldığım bir etkinlikte, genç bir hanımın şu ifadelerine şahit oldum: “Annem çok ısrar ediyor ama hayallerim arasında anne olma fikri yok. Annem beş evlat dünyaya getirdi de ne oldu, hâlâ onların peşinde koşturuyor. Hele hele bu çağda çocuk büyütmek kolay iş mi? Çocuğun okulu, eğitimi, sosyal çevresi derken bir ömür bitiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse ömrümü bir çocuğun peşinde tüketmeye hiç niyetim yok. Zaten dünyada onlarca çocuk var, benim anne olmamam bir eksiklik sayılmaz.
Hayatımı doyasıya yaşamak ve öyle ölmek istiyorum.”
Geçmiş dönemlerde bir şarkıcının “vücudum bozulmasın diye çocuk doğurmadım, hayranlarımı her şeyin önünde tuttum…” ifadelerini işitmiştim ve Batı hayranlığının bu kadınları fıtratlarına ne kadar yabancılaştırdığını ve onları nelerden mahrum bıraktığını düşünmüştüm.
Günümüzde kadınların büyük çoğunluğunun anneliği ret etmeleri, yalnızlaşma gibi ciddi sorunları da beraberinde getirdi. Eskiden doğum kontrol yöntemlerine vurgu yapan uzmanlar bugün anneliğin ve geniş aile olmanın avantajlarından bahsediyor ve ailenin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Günümüzde bir ya da iki çocuk sahibi olan aileler kibrit kutusu kadar evlerde birbirlerine kenetlenmeye çalışıyorlar. Çocuklar ne akrabaları ile ne de kardeşleri ile yakın ilişki kurabiliyor, kendilerine biçilen makûs rolü yerine getirmek zorunda kalıyorlar. Aile içi ilişkilerde kendilerine yer bulamayan çocuklar teknolojinin gölgesi altında yalnız ve yalıtılmış bir yaşam sürüyorlar. Oysa insanoğlu sevgi, merhamet, adalet, paylaşım ve diğerkamlık gibi değerleri, yakınlarıyla ve çevresindeki kimselerle iletişim kurarak öğrenir. Günümüzde yalnızlığa hapsedilen çocukların bu değerleri öğrenme ve içselleştirme şansları olmuyor.
Anne olmaktan şiddetle kaçınan hanımlar ise hem anneliğin getirdiği zengin kazanımlardan mahrum kalıyor hem de yalnızlık ve boşluk duygusundan şikâyet ediyorlar. Kendilerince savunma mekanizmaları üreten bu hanımlar ertelenen anneliğin geride büyük bir boşluk bırakacağını kestiremiyorlar. Yaşlılık döneminde keşke demenin ise hiç bir şeye faydası olmuyor.
Allah’ın yeryüzüne koymuş olduğu düzen o kadar büyük bir ahenge sahip ki, küçük bir taşı yerinden oynatmanız bile evrenin bütün düzenini yerle bir edebiliyor. Canlıların üreme ve yaşamlarını sürdürme eylemleri de bu düzeneğin içinde önemli bir yere sahip. Bu bir gerçek!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.