Kantarın topuzu!
FETÖ mensuplarının kamudan temizlenmesi için yapılan “açığa alma” ve ardından da “ihraç etme” çalışmalarında “kantarın topuzunun” iyiden iyiye kaçtığı görülüyor.
İktidar sözcüleri “bir yanlışlık varsa” düzeltileceğini bunun için “Kanun Hükmünde Kararname” bile çıkarıldığını söylüyorlar ama “haksız yere ihraç edildiklerini” söyleyenlerin şikâyetlerinin ardı arkası kesilmiyor.
Şikâyetler o hale geldi ki düne kadar iktidarın yanında yer alan yazarlar bile “kul hakkını” ve işin sonunda “ahiret faturası” olacağını hatırlatma ihtiyacını duyuyorlar.
Haksızlığa uğrayanlar “meram anlatabilecek” adam bulmakta zorlanıyor olmalılar ki son çare olarak bizim kapımızı çalıyorlar!
Mesela Uşak’tan bir okurumuz gün geçmiyor ki şikâyetini dile getiren mesajlar atmasın!
Evet, Uşak’tan Ender Barut ömrünün “FETÖ ile mücadeleyle” geçtiğini ama önce açığa alındığını ve şimdi de ihraç edildiğini ifade ediyor. Haklılığını ispat etmek için kucak kucak belge gönderiyor.
Uşak’ta reçetelerin “e-onay görevlisi” olarak çalıştığını ve yıllardır mesleği ile ilgili problemleri amirlerine ilettiğini ancak netice alamadığını söyleyen Barut, bu tür yakınmalarının devam etmesi halinde “işten atılacağının” kendisine söylendiğini de iddia ediyor.
20 yıllık Millî Gazete abonesi olduğunu, kurban ve fitre gibi bağışlarını Cansuyu Derneği’ne yaptığını, Rıhle ve Reyhan dergilerinin dağıtımını yaptığını da hatırlatan Ender Barut, buna rağmen “FETÖ’cü” denilerek ihraç edilmesini bir türlü hazmedemiyor.
Evet, yetkililer, “Bir yanlışlık varsa düzeltilir” diyor ama yanlışlıkların ardı arkası kesilmiyor. Şikâyetler çığ gibi büyüyor!
Okurlarımızdan Çağrı Dinç ise öğretmen eşinin ByLock kullanma iddiası ile ihraç edildiği ifade ederek “IP çakışması” ya da “IP yansıması” denilen bir durumu dile getiriyor.
Binlerce öğretmen ve polisin bu nedenle işinden olduğunu öne sürüyor. Hâl böyle olunca da yakın zamana kadar iktidar destekçiliği yapanlar “kul hakkı” hatırlatması yapmak ve “ahiret faturası” ikazı ile iktidarı uyarmaya çalışıyor.
Ender Barut ve Çağrı Dinç gibi haksız yere “işten atıldığını” iddia eden ve bu durumdan yakınan pek çok insan var.
Devlet ne yapar ne eder bilemiyoruz ama bu yakınmalara bir an evvel kulak verilmeli ve gerçekten mağdur olmuş olanlar varsa bunların mağduriyetleri bir an evvel giderilmelidir.
Yani “mazlumların ahı” alınmamalıdır!
Gerçekten suçlu olanlar hak ettikleri cezalara çarptırılırken mazlumlar temize çıkarılmalı ve görevleri başına dönmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.