Zeki Ceyhan

Zeki Ceyhan

Anlamlı bir evet!

Anlamlı bir evet!

BAŞBAKAN Binali Yıldırım referandum oylaması hakkında görüş açıklarken, “Havayı iyi gördüğünü ve anlamlı bir evet” beklediğini söylüyor.
 
“Anlamlı bir evet” beklentisi elbette hoş bir beklenti!
 
Ama bu “hoş beklentiyi” zora sokan açıklamalar olmasa.
 
Mesela bizatihi Başbakan’ın, “Hayır cephesinde teröristler var” demeci olmasa. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ‘evet’i savunmanın hayırcılara baskı gibi sunulmasının doğru olmadığını
kaydettikten sonra, “Hayır demekte hayır yok. Şerre rıza şerdir” diyor.
 
Elbette ‘evet’i savunmak “hayırcılara baskı” değildir.
 
Ancak şu, “Şerre rıza şerdir” tanımlaması olmasa.
 
“Falan filan da hayır diyor o halde sizde falanlar filanlar gibisiniz” tespiti “evet” yanlısı çok kişiyi fikrinden caydırıyor ve “hayır” deme noktasına getiriyor. Hele bir başsavcı vekili tarafından
yapılan açıklama işin tuzu biberi oluyor. Başsavcının, “Hayır diyecekler PKK ile aynı muameleyi görecekler, küsmece yok” açıklaması “evet” deme noktasındaki insanları bile tedirgin ediyor.
 
Bir sepetin içindeki elmalarla armutları toplamaya kalkışmak ve “hepsi aynıdır” demek neyse referandumda “hayır” diyecek insanları da “hepiniz aynısınız” diye tanımlamak gibi değil mi?
Oysa elmalar elma, armutlar da armuttur. “Hayır” diyecek olanların kendilerine göre ayrı gerekçeleri olamaz mı?
 
Neden olmasın, elbette olur! Ama o “hayır” diyor sen de “hayır” diyorsun o halde “hepiniz aynısınız” yaklaşımı sağlıklı bir yaklaşım olabilir mi? Bu en basit anlatımı ile bühtan olmaz mı?
 
16 Nisan’ı 15 Temmuz’un bir hesaplaşması olarak görmek ve göstermeye çalışmak doğru bir yaklaşım olabilir mi?
 
Zira 16 Temmuz’da kendisini sokaklara atan ve darbecilere karşı mücadele eden nice insan şimdi yapılacak değişikliklere “evet” demekte zorlanıyor.
 
“Biz 15 Temmuz’a cevabı 16 Temmuz’da gayet açık ve net bir biçimde zaten verdik” diye düşünen bir hayli insan olduğu rahatlıkla söylenebilir.
 
Keşke referandum için yapılacak çalışmalarda vatandaşlar böylesine kutuplaştırılmasa ve olay tabii akışına bırakılsa!
 
O şartlarda çıkacak “evet” cevabı çok daha anlamlı olacakken insanları “evet” demeye zorlamak neyin nesi oluyor?
 
15 Temmuz dayatmasına tüm varlığı ile karşı koyan insanların 16 Nisan’da da aynı içgüdü ile hareket edip “hiçbir tehdit ve baskıya” pabuç bırakmadan oy kullanacağından kimsenin
şüphesi olmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeki Ceyhan Arşivi