Milim saparsanız!
RAHMETLİ Erbakan Hocamız dava sahiplerinin istikamet üzere olmalarını ister ve başlangıçta çok dikkat çekmeyen “milim sapmanın” doğuracağı tehlikeler üzerinde dururdu.
“Milim sapmalar” olursa hedeflenen odağa ulaşmanın asla mümkün olmayacağına dikkat çekerdi.
“Milim sapmaların” başlangıçta hiç dikkat çekmeyeceğini belirterek insanın “istikamet üzere” olduğunu sandığı bir anda kendini “bambaşka bir yerde” bulacağını söylerdi.
Rahmetli “ne dediyse” bugün aynen karşımıza çıkıyor.
Dün beraber “yürüdüğümüz” ve beraber “şarkı söylediğimiz” arkadaşlarımız “milim sapmaları” önemsemeyince bugün bambaşka noktalara geldiler.
Bambaşka noktalara geldiler ama “farkında” bile değiller.
Mesela çok rahat “yalan” söyleyebiliyorlar.
Bu kadar yalanı söylerken, “Yalanla iman bir arada durmaz” sözü hiç akıllarına gelmiyor olmalı. “Yalanları” ortaya çıkınca “kuru bir özür” dileyerek paçalarını kurtaracaklarını sanıyorlar.
Bu arkadaşlarımız sadece “yalan” söylemekle kalmayıp bir de “hadis” uyduruyorlar. Hadis uydururken, “Hadis uyduran cehennemdeki yerine hazırlansın” uyarısını akıllarına hiç getirmiyorlar.
“Yalan ve uydurma hadis batağında” olduklarına bakmadan bir de insanlara, “Allah’tan korkun” diye sesleniyorlar.
Bu uyarıyı “kimden” duyarsak duyalım hemen kendimize “çeki düzen verme” ihtiyacını duyarız.
Ve bizleri böyle uyaranlara “bol bol dua” ederiz.
Yine aynı şekilde davrandık ve içinde bulundukları yalan ve uydurma hadis batağından bizlere, “Allah’tan korkun” diye seslenen eski arkadaşlarımıza “bu halden tez zamanda kurtulmaları” için dua ettik.
“Milim sapmaların” bu arkadaşlarımızı ne hale getirdiğini bir kez daha gözlemlemiş olduk.
Demek ki “milim sapmalar” insanı hem “yalancı” yapıyor hem de “hadis uydurur” hale getiriyormuş.
Rahmetli Erbakan Hocamız “milim sapmaların” beraberinde gelecek tehlike hakkında bizi uyarırken meğer ne kadar haklıymış, değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.