Bilge ve Vasıflı Hukukçular
HUKUK fakültelerimiz geniş ve engin kültürlü, hukuk mimarı, yüksek ahlak ve karaktere sahip bilge hukukçular yetiştirmelidir.
Aksi takdirde hukuk işlerimiz ve yargı sistemimiz kesinlikle düzelmez.
Hukuk işlerimizin düzelmesi yeni bir anayasaya bağlı değildir.
İngiltere’nin yazılı bir anayasası yok ve orada hukuk yüksek ve güçlü.
Hukukun üstünlüğü lafla, edebiyatla sağlanmaz.
Hukukun üstünlüğü şu üç şeyle sağlanır:
Birincisi: Doğru ve âdil kanunlar olacak.
İkincisi: Doğru ve hak bir hukuk sistemi olacak.
Üçüncüsü: Çok vasıflı bilge hukukçular olacak.
Türkiye denilen bir mekânda yaşıyoruz.
Üç yüz kelimelik sokak Türkçesinin yanında birkaç yüz hukuk terimi bilmekle hukukçu olunmaz.
Hukukçu, en az on bin, yirmi bin kelimelik zengin edebî Türkçe bilmelidir.
İngiliz hukukçu Shakespeare’i, Alman hukukçu Goethe’yi bilecek, Türkiyeli hukukçu da Fuzulî’yi bilecektir.
Fuzulî’ninŞikâyetnâmesini bilmeden bilge ve kültürlü hukukçu olmak mümkün değildir.
İstanbul’da tarih boyunca iki büyük kodifikasyon yapılmıştır. Biri Jüstinyen’inCorpusiuriscivilisromani’si, diğeri Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye… Vasıflı hukukçu bu ikisine de âşina olmalıdır.
Hiç kimse hukuk ayrı şey, edebiyat ayrı şeydir demesin. Edebiyat kültürü yetersiz olan hukukçu mütalaa ve karar yazabilir mi?
Mantık ve hukuk mantığı bilmeyen kişiden iyi hukukçu olmaz.
Hukukçu hukuk uzmanlığına sahip olacaktır. Tarih uzmanı olması gerekmez ama tarih kültürüne sahip olması da şarttır.
Vasıflı hukukçu psikoloji, felsefî ahlak, metafizik, estetik bilmelidir.
Hukukçu mimarlık, şehircilik kültürüne sahip olmalıdır.
Kötü yapılaşma ile Türkiye çirkinleşiyor, bunu hukukçular engellemelidir.
Büyük hukukçunun kültür referansları içinde Mısırlı mimar Hasan Fethi bile bulunmalıdır.
Hukukçunun ruh soyluluğuna sahip olması gerekir.
Hukukçu, hukuka başlangıç, hukuk felsefesi, mukayeseli hukuk, hukuk sosyolojisi, hukuk tarihi bilmelidir.
Taşra ve kırsal kesim kültürüyle, bugünkü yetersiz lise tahsiliyle büyük, vasıflı, güçlü hukukçu olunmaz.
Genel kültürsüz hukukçu eksik kalmaya mahkûmdur.
Bâtıl, sapık, bozuk ideolojilerin, şu seyabu …izm’lerin bağlısı kişiler büyük hukukçu olamaz.
Bugünkü hukuk fakültelerimiz anlattığım büyük ve vasıflı hukukçuları yetiştiremiyor.
İstidatlı, ehliyetli, liyakatli hukuk öğrencilerimize çok ciddî alternatif hukuk eğitimi verilmelidir.
Bendeniz, yetişmelerine yardımcı olduğum hukuk öğrencilerine, Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’ninKavaid-i Külliyesini ezberlettiriyorum. Bu külli kaideler sadece hukukun değil, evrensel bilgeliğin kurallarıdır. Bunları öğrenmekte hiç bir zarar yoktur, bunları bilmemek Türkiyeli Müslüman bir
hukukçu için büyük eksikliktir.
Gerçek, bilge, ziyalı ve büyük hukuk mimarları ülkeye, devlete, halka ışık tutan fenerlerdir.
Ahmed Cevdet Paşa böyle bir hukukçuydu.
Ali FuadBaşgil böyle bir hukukçuydu.
Ali Himmet Berki böyle bir hukukçuydu.
Büyük hukukçu, karşısına suçlu olarak gelen ve suçlu olduğu sağlam delillerle ispatlanan dostunu hiç merhamet etmeden mahkûm eder; suçsuz olduğu anlaşılan düşmanını hiç tereddüt etmeden aklar.
Vasıflı büyük hukukçu adaletin canlı simgesidir.
Onun büyüklüğünü, faziletlerini, meziyetlerini, adaletini insaflı düşmanları da tasdik ve teslim eder.
Büyük, vasıflı, bilge hukukçu yetiştirmek için alternatif bir eğitim sistemi kuracak ve bu işi başarıyla yürütecek kimseler Türkiye’ye büyük hizmet etmiş olacaktır.