En Zengin 100 Kişi
Medyada bir başlık: Türkiye’nin paraca ve malca 100 büyük süper zengini.
Herkes onlara hayran, herkes onlara meftun.
Başka zenginler, başka zenginlikler de var. Onlarla pek ilgilenen yok.
Türkiyenin başta gelen 100 ilim irfan zengini…
100 hayır hasenat iyilik zengini…
100 özel kütüphanesi olan kitap zengini…
100 kültür ve sanat zengini…
100 doğruluk dürüstlük zengini…
Türkiyenin en adaletli 100 kişisi…
100 hayvansever şefkatli insan…
Haksızlıklarla, zulümlerle mücadele eden 100 kişi…
Türkiyenin en mütevazı yüz ünlü kişisi. (Tevazu büyük bir zenginliktir.)
En faziletli 100 kişi…
Para ve mal aldatıcı, fâni, bir var bir yokmuş şeyler.
Asıl zenginliklere onlardan fazla önem vermemiz gerekmez mi?
***
Mütevazı olmadıkça, alçakgönüllü olmadıkça, nefs-i emmâreni hor görmedikçe, noksanlarını ve kusurlarını bilip kabul etmedikçe adam olamazsın.
***
Fikirlerimi beğenmeyen bir yazar fakire gerici demiş, hakaretler savurmuş. Düşüncelerimi, görüşlerimi beğenmeyen o kimse beni efendice, medenîce tenkit edebilirdi. Yaşıma hürmet edebilir, seviyeli olabilirdi. Ben ona gerici veya sapık demeyeceğim, sadece terbiyesiz diyeceğim. Onun
terbiyesiz ve edepsiz olduğu konusunda yemin etsem başım ağrımaz.
***
Okyanusta bir balık bulmuşlar, üzerinde Allah yazılı imiş. Birileri bunu büyüttükçe büyüttü. Yahu, her şeyin, hayvanın, bitkinin üzerinde Allah yazılıdır, zerreler bile Allah diyerek dönüyor, kar kristalleri onu anarak semadan zemine iniyor... Balık balıkça, çiçek çiçekçe, kelebek kelebekçe,
yaprak yaprakça… Asıl marifet onları okuyabilmektedir. “Her ne yeşillik ki, yerden biter / Birdir O, ortağı yoktur der.” (Şeyh Sâdi)
***
Allah kimseyi para ve mal hastası… Cep telefonu hastası… Lüks mesken, lüks yazlık, lüks otomobil, lüks mobilya hastası, kendini beğenme hastası, tûl-i emel hastası, riyaset hastası, politika hastası, cemaat holiganı hastası, uçmayan şeyhleri uçurma hastası etmesin…
***
Müslüman gıybet etmez, iftira etmez, yalan söylemez, dedikodu ve zevzeklik etmez. Bunları yapıyorsa ve hâlâ Müslüman kalmışsa, o kötü ve kalitesiz bir Müslümandır.
***
Umreye gitmeden önce en az bin kere ben umreye gidiyorum edebiyatı yaptı. Döndükten sonra bu rakam üç bine çıktı. Umre nafile bir ibadet olduğuna göre, sofuluğu kendinden menkul bu zat niçin böyle yapıyor? İslam ahlakına göre, başta teheccüd olmak üzere nafile ibadetlerin gizli
tutulması gerekmez mi? Resulullah efendimiz (Salat ve selam olsun ona) sadaka verirken, sağ elinin verdiğini sol eli bilmemeli buyurmamış mı?
***
Diyanet hac ücretlerini açıklamış. Kabe’ye yakın otellerde açık büfeli ücret 40 bin liraymış. Turistik seyahat reklamına benziyor.
***
Şu bilgileri ezberlemeli, hep hatırda tutmalı, hiç unutmamalı:
İstanbul’un kaldırabileceği en yüksek nüfus beş milyondur… Bugünkü otuz milyon nüfus şehri yaşanmaz hale getirmiştir… Trafik bir felaket halini almıştır… Dehşetli hava ve ses kirliliği vardır… Asayiş ve huzur bozulmuştur… Gözleri doymaz (gözlerini toprak doldursun) rantçılar güzelim
şehri mahv etmiştir… Şehrin binalarının yüzde sekseni çürüktür ve 7 küsur şiddetinde bir zelzelede yıkılacak ve korkunç bir felakete sebep olacaktır… Depremden sonra sağ kalanların çadır kurup konaklayacağı alanlara bina yapılmıştır… İstanbul SOS SOSSOS diye haykırmaktadır…
***
Gafleti, uykuyu bırakalım ve uyanalım. Kendimizi ıslah edelim, toplumun ıslahı için çalışalım. Islah hizmetleri yapanları destekleyelim. Günahlardan ve azgınlıklardan vaz geçelim. İbadet edelim, hayır hasenat yapalım. Bütün mü’minler tek bir Ümmet olsun. Müslümanlar birbirlerine
düşmanlık etmesin, birbirleriyle çekişip tepişmesin. Râşid, âdil, muktedir, sâlih, muhlis, muslih, muttaqi bir İmam’a biat ve itaat edelim. İtikadımızı tashih edelim, namazı dosdoğru kılalım, zekatı dosdoğru verelim, âhir zaman fitnelerine hazır olalım, tedbir alalım. Kurtulanlardan olmak
istiyorsak Rahman’a iltica edelim; şeytandan tâğuttan deccallardan kezzablardan uzak duralım. Lüks, israf, saçıp savurma, gösteriş, aşırı tüketim bataklıklarına düşmeyelim.