Hedefini iyi tespit et
Fatih Sultan Mehmet Han yedi yaşlarında bir çocuktur. Muhterem Hocası Akşemsettin Hz. Kulağına eğilir ve şöyle der:
“Evladım, hedefini iyi tespit et. Dağ ne kadar yüksek olursa olsun yol onun üzerinden geçer. Sen dağ olmaya heveslenme ve asla gururlanma. Yol ol ki herkes senin üzerinden geçerken sen dağların bile üzerinden geçesin.”
Fatih Sultan Mehmet hocasına sorar: “Hocam şartlar elverişli olmazsa ne yapacağım” Akşemseddin cevap verir: “Şartlara teslim olmazsan şartlar değişir ve sana teslim olurlar. Çok ister, çok çalışır ve çok dua edersen Allah’ın rahmeti tecelli eder. Rahmet tecelli ettiğinde ise bütün olmazlar oluverir”
Yaşamının en verimli çağında İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’e hocasının verdiği ilk tavsiye hedef tespitidir. Nitekim günümüzde gençlerin en büyük sorunlarından biri kayda değer hedeflerinin olmamasıdır. Oysa hedefi olmayan bir genç âmâ bir yolcu gibidir. Yürümekte olduğu yolun nereye çıkacağına kestiremez. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilemez. O yüzden genç hayata katılırken kendine değerli hedefler belirlemeli ve hedeflerine koşmak için çaba göstermelidir.
EY GENÇ!
Ey genç hedefini seçtikten sonra başını önüne eğecek ve şartlar ne olursa olsun kibre kapılmayacaksın.
Zulme asla razı olmayacak ve haksızlığa karşı yumruğunu sıkıp adaleti haykıracaksın.
Kaba kuvvetin yanında olmayacak, şahsiyetinden asla taviz vermeyeceksin.
İzzet ve şerefin ancak iman ve teslimiyetle mümkün olabileceğini bileceksin.
Hedefine ulaşabilmek için var gücünle çalışacak ve önüne gelen bütün engelleri imanının gücüyle aşacaksın.
Çok dua edecek. Neticeyi yaratanın Cenab-ı Hak olduğuna iman edeceksin.
Gücün ve kuvvetin sadece Allah’ta (c.c) olduğuna inanacak ve hiç tereddüt etmeden O’nu kendine vekil kılacaksın.
Yürürken başın önüne eğecek ve akraba olduğun toprağa bakacaksın.
Dünyada karşılıksız kaldığını zannettiği gayretlerinin daha hayırlısına ebedi âlemde mutlaka kavuşacağına, zira Cenab-ı Hakkın vaadinde sadık olduğuna, ahirette ulaşılacak nimetlerin daha hayırlı ve devamlı olduğuna iman edeceksin.
Zinadan yılandan kaçar gibi kaçacaksın.
Fiili duanın çalışmak olduğunu, kavli duanın ise onun akabinde olacağını bileceksin.
Sen önce kendini bileceksin ve yola revan olurken yüreğindeki sevgi çekirdeklerini büyütüp çağın bağrına Allah-u Ekber yazacaksın. Çünkü sen Müslüman bir gençsin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.