Tarihin arka bahçesi
Kendi kimliklerini oluşturamayan birey ve toplumların en büyük sorunu köklerine karşı besledikleri kibir ve nefrettir. Maddi ve manevi miraslarına sahip çıkamayan bu toplumlar geçmişlerine söverek yol alabileceklerine inanırlar. Oysa nasıl ki köksüz bir ağaç toprağa tutunamıyorsa kökleriyle bağlarını koparan birey ve toplumların da ayakta kalma imkânları yoktur, olmayacaktır da.
Bilindiği üzere okuduğumuz okullarda kadim tarihimizle ilgili bizlere, çarpık bir bakış açısı aktarıldı. Yönetici kesim yerden yere vuruldu, tarihimizin zifiri bir karanlığın içinden çıkarak bugünlere gelebildiği ifade edildi. Nitekim bizler okul yıllarında 2. Abdülhamit Han’ı “Kızıl Sultan” olarak işittik ve onun şahsıyla ilgili negatif yorumlar dinledik. Oysa tarihin tozlu sayfalarında gizli tutulan gerçekler hiç de öyle değildi.
Çocuklarımızın zihinlerine Kızıl Sultan olarak aktarılan 2. Abdülhamit Han birçok yeniliğe imza atmış ve toplumun kalkınması için büyük çaba sarf etmiş biriydi. Geçmişleriyle kavgalı olan sözde çağdaş kesim, hemen her fırsatta Osmanlı’nın kadına değer vermediğini lanse etseler de, tarihimizde ilk kız okullarını 2. Abdülhamit Han açmıştır. Dönemin hatırı sayılır kişilerinden Abdüllatif Suphi Paşa’nın ilk kez kız sanat okulu açma teşebbüsünde tereddüt etmesi üzerine 2. Abdülhamit Han, “Sen mektebi aç ben destekçin olacağım” demiş, genç kızları okula teşvik etmiştir. 2. Abdülhamit Han’ın eğitimde açtığı çığır tarihte önemli bir yere sahiptir. Nitekim onun desteği ile birlikte rüştiye sayısı artmış ve eğitim alanında ciddi anlamda ilerlemeler kaybedilmiştir.
1. Abdülhamit Han’ın gerçekleştirdiği projelerden biri de Hicaz Demiryolu Projesi’dir. Bu proje İslam âleminden toplanan bağışlarla gerçekleştirilmiş ve aktive edilmiştir. Bu dönem Anadolu’nun bütün bölgelerini kapsayacak bir karayolu ağının projelendirilip tatbikata geçirildiği, kaynaklarda belirtilmektedir.
2. Abdülhamit Han’ın en önemli icraatlarından biri de Posta Telgraf Teşkilatı’nda ilk defa havale kaleminin devreye sokulmuş olmasıdır. Nitekim bu süreçle birlikte şehir postaları kurulmuş ve telefon İstanbul’a getirilmiştir. Bunun yanında telgraf hatları kurulmuş ve bu hatların yaygınlaşması sağlanmıştır.
3. Abdülhamit Han’ın zihinlerimizde yer bırakan en etkin tavrı ise Theodor Herzl’in Filistin’de kurmayı düşündüğü Yahudi devletine geçit vermemesidir. Filistin’de bir Yahudi devleti kurmak için gerekli toprak alanına ulaşmayı hedefleyen Herzl, 2. Abdülhamit Han’la görüşmüş ve talebini dile getirmiştir. 2. Abdülhamit Han ise, “Devlet-i Âliye’nin satılık tek bir karış toprağı yoktur” demiş ve Herzl’i geri çevirmiştir.
4. Abdülhamit Han’ın inançlı ve kararlı duruşunu gösteren bu ifadeleri ne yazık ki bizim çocuklarımıza aktarılmamıştır. Aksine tarihi dinamiklerimiz adaleti sağlayamamakla ve başarısızlıkla suçlanmış ve yerden yere vurulmuştur. Fakat ilginçtir, üzeri örtülen bütün hakikatler gün oluyor su yüzüne çıkıyor ve hak adına yapılan bütün işler hak ettiği değeri buluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.