Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bütün medeniyetlerin geçtiği şehir Adıyaman

Bütün medeniyetlerin geçtiği şehir Adıyaman

Hz. Adem babamızın Sri Lanka’ya, Hz. Havva anamızın da Cidde’ye indiği bilinir. Daha sonra her ikisinin de Mukaddes Mekke Şehri’nin yine en mukaddes yerlerinden olan Arafat’ta bir araya geldiği nakledilir.
Medeniyet tarihi ilk insanla başladığına göre o yıllarda Adıyaman ve civarı nasıldı bilemeyiz ama Adıyaman’ın bütün medeniyetlere ev sahipliği yapması veya geçiş yolu olarak kullanılması, yeryüzündeki en eski ve en önemli şehirlerden biri olduğunu gösteriyor.
İnsanlık tarihinin sözlü anlatımdan yazılı kayda geçmeye başladığı ilk günden itibaren, Adıyaman ve bölgesinin tarihi kayıtlarda olduğu biliniyor ve söyleniyor. Bu sebeple de yüzyıllarca kaç medeniyet gelip geçmişse, dönemin insanları her türlü ihtiyaçlarını giderecek şekilde Adıyaman topraklarında imkan bulmuş ve dünyaya buradan dağılmışlar.
Mevcut iktidara kadar devlet olarak da millet olarak da Adıyaman gibi pek benzeri olmayan muhteşem bir hazine sandığının üzerinde oturulmuş, ayaklarımızı sallayarak; “Ne kadar büyük ve güçlü bir hazinemiz olduğuyla” övünülmüş ve “Bu sandıkta ne var” diye bakmak akıl edilmemiş veya ettirilmemiş.
Hep böyle sürmemiş tabii bu devran. Elbet fark eden birileri çıkmış ortaya. Adıyaman gibi büyük bir hazine sandığının üzerinde oturup görülmeyen zenginlikle övünmenin kimseye bir faydası olmadığını, Türkiye’ye ve Adıyamanlılara anlatmak için önce Adıyamanlılar Vakfı kurulmuş. Adıyaman’a ve insanlığa hizmet etmek adına vakfa gönül verenler, “menfaatsiz hizmet” aşkıyla başlamışlar çalışmaya.
Vakfın başkanlığına ise Türkiye, İstanbul ve Adıyaman aşığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Bayhan getirilmiş. Nevzat Bayhan’ın başkanlığında uzun zamandır süren çalışmalar neticesinde, belediyenin ve valiliğin de katkılarıyla hazine sandığının kapağı yavaş yavaş açılarak karınca kaderince anlatılmaya çalışılmış.
Fahri bir Adıyamanlı olarak her yıl Adıyaman’a yolum düşer. Bölgeyi ve bölge insanını çok severim. Gerçi bütün bölgelerimizi ve insanlarını severim ama Adıyaman halkının ya da benim tanıdıklarımın sıcaklığını aşan bir sıcaklığa bugüne kadar rastlamadığım için onların hakkını yiyemem.
Bu sevgi ve ilginin karşısında ne vakit “Adıyaman” deseler, “Ne zaman gidiyoruz” diye sorarım. Genelde de her yıl yolum bir kere olsun düşer veya yakın vilayetlere gideceksem bile yolumu Adıyaman’a uğratır ve her gittiğimde de yeni şeyler öğrenirim.
İki yıl önce Adıyamanlılar Vakfı’nın; “Medeniyetler Kavşağında Adıyaman” konulu dev sempozyumuna katılmak üzere gitmiştim ve Adıyaman’ın bir hazine sandığına sıkıştırıldığını o zaman görmüş ve öğrenmiştim.
Bu sempozyumdan sonra GAP Gazeteciler Birliği’nin toplantısına katılmak üzere geçtiğimiz yıl yine Adıyaman tarafına seyahat etmiştim. Her seyahat yeni yeni şeyler öğretiyor insana. Adıyaman’ın keşfedilerek bitmeyecek bir yer olduğunu bir daha görmüştüm.
Geçen hafta yine yolum düştü Adıyaman’a. Adıyamanlılar Vakfı ve GAP Gazeteciler Birliği’nin ayrı ayrı davetlisi olarak gittim. Adıyamanlılar Vakfı aynı sempozyumun bu yıl ikincisini düzenledi. Sempozyumun konusu ise Adıyaman’ın turizmdeki yerine ve turizm alanlarına ayrılmıştı.
Adıyamanlılar Vakfı, Adıyaman Belediyesi, Adıyaman Valiliği ve Adıyaman Üniversitesi’nin katkılarıyla hazırlanan sempozyum iki gün sürdü ve Adıyaman’ın hazine sandığında ne varsa ortaya çıkarılmaya çalışıldı.
Tabii sandığı açıp; “İşte bizim hazinemiz” diye çeyiz göstermekle bitmiyor iş. Çeyizin sergilenmesi ve bütün özelliklerinin başta Adıyamanlılar olmak üzere herkese anlatılması lazım. Vakıf bu konuda çok gayretli fakat esas mesele; üniversiteye, belediyeye ve Valiliğe düşüyor.
İzlenimlerim henüz bitmedi. Daha köy ziyaretlerim var. Hatıralarım var. Hepsini paylaşmak isterim. Yarına devam İnşaallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi