Öcalan, Iraklı Kürtlere karşı
Son yıllarda PKK'nın saldırıları ilginç bir şekilde Türkiye'yi Kuzey Irak'a çekme hedefi güdüyor. Kuzey Irak'a giren Türkiye'nin ABD ile karşı karşıya gelmesini umuyorlardı uzun süre.
5 Kasım mutabakatının ardından bu gerçekleşmedi; PKK'ya karşı Türkiye-ABD işbirliği kuruldu. Ama PKK'nın Türkiye'yi Irak'a çekme çabaları devam etti. Neden?
Bence nedeni açık: PKK, Irak Kürtlerini ve Kuzey Irak Kürt yönetimini Türkiye'ye dövdürmeye çalışıyor. PKK Türkiye'ye saldırıyor, ama asıl Türkiye üzerinden Kuzey Irak'ı vuruyor. Kısaca, PKK liderleri Irak Kürtlerinin son yıllarda elde ettiği kazanımları hazmedemiyorlar.
Bölgedeki üç Kürt hareketinin üç liderini düşünün: Celal Talabani, Mesud Barzani ve Abdullah Öcalan. Talabani, Irak'ın devlet başkanı; Bağdat'ın en tepesindeki adam. Irak'ın bütününün tüm dünyada tanınan temsilcisi. Barzani, Kuzey Irak Kürt Yönetimi'nin dünyaca tanınan lideri. Erbil'den Kuzey Irak'ı yönetiyor, Irak'ın belki de en güçlü lideri.
Peki Öcalan? On yıldır Türk devletinin elinde, ömür boyu hapse mahkum... İmralı'daki hücresinde ömür çürüten bir Öcalan'ın Kuzey Irak Kürtlerinin başarılarıyla gurur duyacağını mı sanıyorsunuz? Irak Kürtlerinin başarıları, elde ettikleri güç ve statü Öcalan'ın ve örgütünün başarısızlıklarının sürekli bir şekilde şamar gibi yüzlerine vurulmasından başka bir şey değil. Talabani ve Barzani, kendi halklarının başında dünya tarafından tanınan liderler olarak başarılarının keyfini sürerken Öcalan hücresinde sadece kahroluyor.
Dolayısıyla sanmayın ki Öcalan Kuzey Irak'ı dert etsin, gözetsin... Aksine, PKK liderleri Talabani ve Barzani'nin yeniden meşru iktidarlarından alaşağı olmasını bekliyorlar. İşte bu nedenle PKK, eylemleriyle Türkiye'yi Kuzey Irak'a çekmek istiyor sürekli. Tezkereden de memnunlar, sınır ötesi operasyonlardan da. Bunların, asıl Kuzey Irak yönetiminin iktidarına, egemenliğine ve meşruiyetine darbe vuracağını düşünüyorlar.
O nedenle PKK, eylemleri için Kuzey Irak'ı üs olarak kullanıyor, Irak bölgesel yönetimi ile Türkiye arasında diyaloğun ve işbirliğinin gelişmesine karşı sürekli provokasyonlar yapıyor. PKK'nın bu oyunu Irak Kürtleri tarafından yavaş yavaş anlaşılmaya başlanıyor; Irak Kürtleri arasında PKK'nın niyetini sorgulamaya başlayanlar var.
Yönetimiyle ve halkıyla Irak Kürtlerinin anlaması gereken gerçek şu: PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığı sırtlarındaki kambur. Bu yükü sırtlarından atmadıkça rahata eremeyecekler, PKK'nın provokasyonlarına son veremeyecekler.
Irak Kürtleri önceliklerini belirlemek zorundalar: Ya Irak genelinde ve Kuzey Irak özelinde elde ettikleri kazanımları muhafaza etmeye çalışacaklar veya PKK'nın kendilerini de aşağı çekmesine razı olacaklar.
Irak Kürtlerinin bugünkü konumları kendileri için tarihî bir değer taşıyor. Yıllar süren mücadelelerinin, maruz kaldıkları katliamların ardından bugün Irak'ta devlet başkanı düzeyinde temsil ediliyorlar, Kuzey'de de federal bir Kürt yönetiminin sahibiler.
Böylesine büyük kazanımları muhafaza etmek gerekmez mi? Irak Kürtlerinin temel önceliği mevcut kurumsal, yasal ve siyasal konumlarını pekiştirmek olmalı. Bu kazanımları riske atacak maceralara kalkışmak anlamsız.
Kuzey Irak Kürtlerinin kazanımlarını pekiştirmede en önemli engel PKK. Kimse PKK'nın Irak Kürtlerini dert ettiğini sanmasın. Irak Kürtlerinin kazanımları PKK liderlerinin umurunda bile değil. Neden olsun ki? Bizatihi Irak Kürtlerinin kazanımları PKK'nın başarısızlığının tescili.
PKK'nın hedefi açık. Provokasyonlarla Kuzey Irak'ı Türkiye'nin sürekli operasyonlar yaptığı, havadan ve karadan vurduğu, dolayısıyla egemenliğini tanımadığı bir 'vahşi coğrafya' haline getirmek. Bu stratejinin gerçek hedefi Türkiye de değil, Kuzey Irak Kürt Yönetimi ve Kuzey Irak Kürtlerinin son yıllardaki siyasal ve ekonomik başarılarıdır.
Kuzey Irak Kürtlerine duyurması bizden... PKK'yı yeniden tartışmak zorundalar eğer kazanımlarına gerçekten sahip çıkmak, onları kalıcı hale getirmek istiyorlarsa.