Eğitim birey ve toplumların pusulası, yön haritasıdır. Bir ülkenin gelişmişliği ekonomik düzeyi, kültürel zenginliği, girişimciliği ve küresel alandaki etkinliği eğitime verdiği önemle doğrudan orantılıdır. Eğitime önem veren birey ya da toplumlar yatırımın büyük bir kısmını bu alana yapmışlardır. Bu konuda, bilim ve teknolojide kat ettiği yol ile adından söz ettiren Japonya önemli bir örnektir. Yani Japonya’yı Japonya yapan yerel zenginlikleri merkeze alan eğitim sistemidir. Japonya, ekonomik yatımlarını yaparken, kültürel değerlere önem vermiş ve zaman bilinci ile hareket etmiştir. Batıya karşı olmamış fakat batının sadece kokuşmuş kültürünü almayı reddetmiş ve köklerine bağlı kalmıştır.
 
Milli değerlerini ve geleneklerini korumayı başaran Japon halkı, bu başarılarını eğitim sistemine borçludurlar. İkinci dünya savaşında Nagazaki ve Hiroşima’nın yaşadığı vahim saldırı halkı yıldırmamış aksine daha da güçlenmesini sağlamıştır. İnsan kaynaklarına büyük ehemmiyet veren Japonya neredeyse tüm yatırımını eğitim alanına yapmıştır. 
 
Japonya eğitim sisteminin en belirgin özelliği, eğitim noktasındaki bütün unsurların bir bütünlük içinde olmasıdır. Eğitimin omurgası milli değerlere dayanır, eğitim ailenin ve çevrenin de desteği ile gerçekleşir. Eğitimde Konfüçyüs’ün etkisi büyüktür. 
Japonya yerel zenginliklere önem verdiği kadar azimli bir çalışma performansı ile ekonomik ve endüstriyel modernizasyonu da yükseltmiştir. Okullarda fen bilimleri çocuklara yoğun şekilde aktarılmakta ve buna bağlı olarak ülkede çok sayıda mühendis ve teknik elaman yetişmektedir. Eğitim sisteminde öğrenciler soru sormaya, bağımsız çalışma performansına, araştırma ve yeteneklerini geliştirmeye yönlendiriliyor. Öğrenciler konuları ezberlemekten ziyade deney yaparak tabiattaki kanunları keşfetmeyi öğreniyorlar. Bu da toplumun başarısına katkı sağlıyor…