GÖRGÜSÜZ, terbiyesiz, ahlaksız biri, otomobil sürerken burnunu kağıt mendille siliyor, kağıdı pencereden yola atıyor…

Bunun sorumlusu devlettir. 

 

Devlet vatandaşını iyi eğitememiştir, terbiye edememiştir, sorumludur, suçludur.

(Singapur’da ahlaksız bir sürücü yola mendil atsa, Singapur devleti onu doğduğuna pişman eder. Orada hiç kimse yola bir kibrit çöpü, bir kürdan bile atamaz…)

 

***

Büyük bir şehirde bir sürü kaçak ve denetimsiz yapı vardır. Orada büyük bir deprem olur, binlerce bina yıkılır, on binlerce vatandaş ölür. Bunun sorumlusu devlettir, belediyelerdir. Devlet, deprem bölgesindeki yapıları sarsıntılara dayanacak şekilde güçlü yaptıramamış, kendi koyduğu kanun ve nizamları hayata geçirememiştir.

 

***

Uyuşturucu yaygın hale gelmiştir. İlköğretim okullarında bile uyuşturucu satılmakta ve kullanılmaktadır. Çocukların, gençlerin hayatı kararmaktadır, aileler perişan olmaktadır. Uyuşturucu üretmek, satmak, kullanmak yasaktır ama devlet bu yasakları hayata geçirememekte, beyaz işi bütün ülkeyi kanser gibi sarmış bulunmaktadır. Uyuşturucu üretiminin, satışının, kullanımının asıl suçlusu, vazifesini yapmayan, yapamayan devlettir.

 

***

Toplu taşıma vasıtalarında taş gibi gençler otururken, ihtiyarlar ayakta seyahat etmektedir. Bu ahlaksızlığın ve saygısızlığın suçlusu öncelikle devlettir. Çünkü devlet okullarda bilgi ve kültürün yanında ahlak ve karakter terbiyesi verememiştir. 

 

***

Birtakım sahtekarlar, alçaklar, şerefsizler, namussuzlar; Müslüman halka evcil çiftlik domuzu, yaban domuzu, eşek eti yedirmektedir. Bunun asıl sorumlusu, gereken denetimleri yapmayan, sahtekarları ağır şekilde cezalandırmayan, Müslümanları korumayan devlettir.

 

***

Birleşmiş Milletler nezaretinde yapılan uluslararası şeffaflık ve temizlik anketinde, Türkiye, 2015 yılına göre gerileyerek 2016’da 100 üzerinden 41 not almış ve sınıfta kalmıştır. Bunun sorumlusu ve suçlusu devlettir.

 

***

2016 yılında yapılan olimpiyat oyunlarında İngiltere dünya ikincisi olurken, Türkiye nal toplamıştır. Sorumlu devlettir.

 

***

İstanbul’un trafiği içinden çıkılmaz hale gelmiştir. Bunun sorumlusu, rantçıların hesabına şehrin aşırı şekilde büyümesine izin veren devlettir.

 

***

Mart ayında İstanbul’un ağaçlarının bir kısmı feci şekilde budanarak katl edilmiştir. Bunun sorumlusu devlettir.

 

***

Dönerci dükkanının vitrininde “Nefis döner bulunur” yazılmaktadır ama satılan döner nefis değildir, çok kalitesizdir, yiyenler aldatılmaktadır. Bunun sorumlusu devlettir.

 

***

Karılara kızlara taciz ve tecavüz edilmektedir. Bunun asıl sorumlusu, devlettir.

 

***

Cezaevleri lebalep doludur. Üç katlı ranzalar yetmediği için bazı tutuklu ve mahkumlar yerlerde yatmaktadır. Sorumlu devlettir.

 

***

Aile kurumu sarsılmıştır, toplum temellerinden yıkılmaktadır. Sorumlu devlettir.

 

***

Ülkede suç patlaması vardır. Sorumlu devlettir.

 

***

Yakın zamana kadar dünyanın sayılı tahıl ambarlarından biri olan ülkemiz şu anda ekmeklik buğdayını dışarıdan ithal etmektedir. Tarım politikası kötü olan devlet sorumludur.

 

***

Hayvancılık sektöründeki krizin baş sorumlusu devlettir.

 

***

Bir apartmanın ana caddeye bakan balkonuna çamaşır asılmıştır. Bu çirkinliğin sorumlusu devlettir.

 

***

İstanbul Karaköy’de Saint Benoît papaz mektebinin bitişiğindeki sokakta genelevler bulunmaktadır. Devletin, okul yakınında genelev bulunamaz konusundaki tüzüğü vardır ama devlet bunu uygulamamaktadır. Sorumludur.

 

***

On üç yaşındaki okul kızı hamile kalmıştır. Sorumlu, kızın iffetini koruyamayan devlettir.

 

***

Etiketinde dana etinden yapılmıştır ibaresi bulunan sucukta tavuk ve sakatat vardır. Suçlusu devlettir.

 

***

Velhasıl:

Bu ülkede ne kadar zulüm varsa,

ne kadar haksızlık varsa,

ne kadar yolsuzluk varsa,

ne kadar cahillik varsa, 

ne kadar ahlaksızlık varsa,

ne kadar kaçak yapı varsa,

ne kadar çürük yapı varsa,

ne kadar rüşvet varsa,

ne kadar adaletsizlik varsa, 

ne kadar sapıklık varsa,

ne kadar çirkinlik varsa, 

ne kadar iktisat, ticaret, finans bozukluğu varsa,

ne kadar seks rezaleti varsa,

ne kadar müstehcen yayın yapılıyorsa, 

masaj salonu perdesi ardında fuhuş salonları faaliyet gösteriyorsa, 

İlaç firmalarının ve tıp mafyalarının zenginleşmesi için lüzumsuz yere ilaç yutturuluyorsa,

her hasta MR cihazına sokuluyorsa,

zararı faydasından kat kat çok olan aşılar mecburî olarak yaptırılıyorsa,

halk kimyevî katkı maddeleriyle, aromalarla, boyalarla, koruyucularla zehirleniyorsa,

hatıra gelecek ne kadar kötülük ve fenalık varsa…

Bunların hepsinden ama hepsinden, dolaylı olarak da olsa devlet sorumludur ve suçludur.

 

Bu konuda ölçüt (kıstas kriter) Hazret-i Ömer’in şu sözüdür:

“Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu,

Gelir de adl-i ilahî sorar Ömer’den onu.”