Herkesin derdi başka!
İktidar partisinde “herkesin” başka bir derdi var.
Kimi, “İlk fırsatta OHAL’den kurtulmalıyız” derdinde. Kimi “Avrupa Birliği ile ilişkileri normalleştirme“ derdinde. Kimi ise “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bir an önce partinin başına geçirme” derdinde.
Dertleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “partinin başına geçirme” derdinde olanlar epey mesafe almış sayılırlar. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden “kurucusu olduğu partiye üye” olmuş bulunuyor!
Dertler başka olunca, çözüm önerileri de farklı oluyor!
Ve iktidar partisi mensupları “tek meseleye” odaklanamıyor.
Öncelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “partinin başına geçirme” meselesine verilince parti içi çalışmalarda bu konuda odaklanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önce, “AKP’ye üye oldu” ardından da olağanüstü kongre ile “partinin başına” geçecek.
Sonra da iktidar partisindeki çalışmalar O’nun “direktif ve istekleri” doğrultusunda şekillenecek.
Hâl böyle olunca da, “İlk fırsatta OHAL’den kurtulmalıyız” diye düşünenlere biraz daha sabretmek düşecek.
Çünkü iktidar partisindeki hâkim kanaate göre Türkiye’nin OHAL ile yönetilmeye ihtiyacı var.
Yani OHAL “üç ay daha uzatılmakla” kalmayıp daha da “uzun soluklu” bir hâl alabilir.
“Avrupa Birliği ile ilişkilerin normalleştirilmesi” gerektiğini düşünenler de bir hayli sabırlı olmak zorundalar.
Çünkü iktidar partisinin yeni yönetimi bu görüşe çok sıcak bakmayacak gibi görülüyor. Evet, iktidar partisinde hem dertler başka, hem de çözüm önerileri başka!
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilince yönetimdeki “ikiliğin” ortadan kalkacağı iddia ediliyordu ama görüyoruz ki farklı beklentiler sürüp gidiyor.
İktidar partisi mensuplarının “çözüm” diye dört elle sarıldığı ne kadar düşünce varsa hepsi “yeni bir çözümsüzlüğün” ilk adımları olarak karşımıza çıkıyor.
Referandum öncesinde değişikliğin kabulü halinde Türkiye’nin “önünün açılacağı” ve ülkenin “büyük bir kalkınma” içine gireceği iddia ediliyordu.
Şimdi beklentiler bu kadar farklı olunca bunun nasıl başarılacağı merak konumuzu oluşturuyor.
Yani sadece başbakanlığın kaldırılıyor olması karşı karşıya bulunan sorunları halletmeye yetmeyecek gibi görünüyor.
Sanırız ülkeyi Cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetmek de en azından parlamenter demokrasi ile yönetmek kadar zor olacak.
Sanki birçok sorun ile baş başa kalacak gibiyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.