Değerli okurlar, bilgisayarımdaki arıza ve de internetimin çöküşü sebebiyle Bursaspor-Galatasaray maçı için yazdığım yazı havaya uçtu. Telekom’daki arkadaşların uzun süren yardımı sayesinde salı akşamı saat 19 civarında her şey geri geldi ama gazete de benim yazıyı alacak zaman kalmadı tabii ki... Bu tatsız sürprizden sonra Anadolu Efes’in maçına konsantre oldum. Ama ne yazık ki oradan da tatlı bir sonuç çıkmadı ve İstanbul’da oynanacak dörtlü şampiyonluk serisine bizden sadece benim Eylül ayında favori gösterdiğim takımımız Fenerbahçe kaldı.

 

Neyse Bursaspor-Galatasaray maçından bir kaç not geçeyim bari... Önce hemen şunu belirteyim ki, bizim süper ligin en zayıf kadrosu Bursaspor’dadır. Bunu daha ligin dördüncü haftasında yazıp söylemiş kişiyim. Şayet denk gelip de üç maç üst üste kazanılmasaydı şimdi dipteki üç takımdan biri Bursaspor olurdu. İşte Galatasaray bir de ciddi kıyıma uğramış Bursaspor’u rahat rahat yendi. Öylesine kıyılmıştı ki, Bruma’nın karşısında sağ tarafa sol ayaklı bir bek konmuştu. Hoş Tudor da aklını başına almış, dörtlü savunmaya dönmüş, dönmüş olmakla kalmamış Sabri’yi ve Hakan Balta ustayı da sahaya sürmüştü. Selçuk ve Tolga önlerindeki Sneijder’le ki, yine kötü gününde idi, daha bir öne rahat çıkabildiler. Podolski gider ayak faal oynamaya başladı. Ama Yasin yine takımı on kişi oynattı. Attığı son gole bakmayın, önce faul vardı da, bir de maç bitmişti. Sonra sırası da gelmişti. Bir ay geçmişti attığı son golden sonra... Bursaspor mu? Bırakın bizim süper ligi, bir alt ligde bile düşmemeye oynayacak bir kadrosu var. Şampiyon olmuş bir firmanın içinden herkesi satıp da yerlerine en az onlar kadarını koyamazsanız, tıpkı Monaco’nun akıbetine uğrarsınız. O akıbet neyde? Şampiyonluk yaşandıktan sonra Fransa federasyonu 20 milyon doları aşan bütçe açığının kapanması en geç bir ay içinde istemiş, yoksa küme düşürüleceğini belirtmişti. Monaco da beş oyuncusunu satınca bir sezon sonra küme düştü. O oyuncuların arasında Galatasaray’da da oynayan Nonda da vardı. 

 

Yazıyı zamanında yazamamanın sancısı çekerken Anadolu Efes’le umutlandım. Bir ara altı sayı öne bile geçtik. Ama bazı oyuncuların hele hele kasti faulü açık açık yapan siyahiler yüzünden İstanbul’daki dörtlü final oyununu katılma hakkını kaybettik. Şimdi Fenerbahçe’nin Real Madrid’i devirip finalde de CSKA veya Olimpiakos’tan birini yiyip kupayı kazanmasını bekleyeceğiz. Bence olacak da...