Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

İçsel yolculuk

İçsel yolculuk

Bu akşam dış dünyanın kargaşalarından uzaklaşıp kendime şöyle bir soru sordum: Acaba kendime ait diyebileceğim kaç şeye sahibim? Düşündüm ve öylece kaldım… Küçük bir köye dönüştürülen dünyada sadece kullandığımız araçlar değil, duygu, düşünce ve eylemlerimiz de bizim olmaktan çıkmıştı bunu biliyordum…
 
Başımı avuçlarımın içine alıp düşündüm… Evet, bu beden bana ait, bu eller, bu kalp, bu göz, bu zihinsel potansiyel bana ait. Fakat ben sahip olduğum ne varsa her şeyin istilaya uğradığını görmekteyim. Sakin bir köşeye çekilip, düşünmeye birkaç dakikalık vakit ayırdım. Hatıraların patika yollarında yürümeye başladım… Sonra bana ait diyebileceğim bir alan bir mekân aradım. Yaşadığım dünyanın aldatıcı vaatlerinden, katran karası kirlerinden, kulaklarımı tırmalarcasına yankılanan gürültüsünden, bitmek bilmeyen karmaşalardan zihnimi bulandıran ne varsa her şeyden uzaklaşıp bana ait diyebileceğim bir yere kaçmak ve burada benliğime yeniden dönmek istiyordum. Sonra kendimi, bütün sırlarıma, sitem dolu bakışlarıma, umutlarıma ve özlemlerime tanıklık eden ve beni şefkatli bir anne gibi kucaklayan odamda buldum. Burası ilk baktığınızda gözünüze hoş gelmeyebilirdi. Burası sizin için sıradan bir oda olabilirdi. Ama yaşanmışlıklarımın bulaştığı bu oda benim için özel bir alandı. Bu oda bana ait diyebileceğim tek yerdi…
 
Üzerime sağanak sağanak yağan popüler kültürün istilasından uzaklaşıp, odama kaçtım. Oturdum ve derin bir nefes aldım. Sonra yorgun vaziyette bekleyen yatağıma geçtim. Beni hayaller dünyasına taşıyan kar beyaz perdeye, yerdeki halının silik desenlerine, duvarda babamdan kalan o silik fotoğrafa, masadaki yaprakları örselenmiş kitaba baktım. Bir asker çevikliğiyle olduğum yerden doğruldum ve masamdaki eşyalara bir bebeğin yüzünü okşarcasına dokundum. 
 
Bilirsiniz yaşanmışlıklarınızın bulaştığı her şey sizin için özeldir. Çünkü bunların içinde acınız, neşeniz, özlemleriniz, hayalleriniz ve arka bahçenizde gizli tuttuğunuz sırlarınız vardır. O yüzden size göre sade ve sıradan bir oda olan bu küçük mekân bana sırdaşlık eden bir alandı. Popüler kültürün, ruh ve duygu dünyamızı, hayal ve beklentilerimizi esir aldığı bir çağda benim diyebileceğimiz tek alan evimizin en sakin odasıdır bunu biliyorum. İşte o yüzden bu oda benim için özeldi. Dış dünyanın bitmeyen keşmekeşlerinden, stres ve karmaşalarından bunaldığım vakitlerde odama koşar ve burada içsel bir yolculuk yapardım. Sıkıldığım bunaldığım anlarda hep buraya kaçardım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi