Pazar Günü Beyazıt Kitap Fuarında Broşür Tanıtımı Yapacağım
Önümüzdeki 11 Haz. Pazar günü, öğleden sonra saat 13.30 ile 19 arasında Beyazıt Kitap Fuarı Bedir Yayınevi standında, Müslümanlara Ramazan hediyesi olarak hazırlanmış 48 sayfalık bir broşürün tanıtımını ve ücretsiz dağıtımını yapacağım. Ayrıca kitap imzalayacağım. Broşür üç kısımdan oluşuyor: Birinci Hacı Zihni Efendi’nin NİMET-İ İSLAM risalesi. İkincisi: Ahmed Cevdet Paşa’nın MÂLUMAT-I NÂFİA’sı Üçüncüsü: Bazı temel dinî bilgiler. Broşür kaliteli kağıda dört renkli olarak bastırılmıştır. Yüzde yüz gayr-i ticarîdir. Bendeniz hazırlanma masraflarını üstlendim, herhangi maddî bir menfaatim yoktur. Kağıt ve matbaa masraflarını, ismini vermek istemeyen hayırsever bir zat karşıladı. Broşürdeki bilgiler, Ehl-i Sünnet’e uygundur, faydalıdır. Bu hizmette başarılı olabilirsek, inşaallah devamı gelecektir.
***
HELÂL HARAM
Müslümanlıkta helal haram kavramları vardır. Meşru şekilde kazanılan 100 lira helaldir, gayr-i meşru yollardan kazanılan 100 lira haramdır. Müslüman, helali helal, haramı haram bilen insandır. Allaha, dine, ahirete, Mahkeme-i Kübraya inanmayan kafirlerde bu ayırım yoktur. Bir Müslüman haram gelirler elde ediyor, haram yiyor, haramla şişip zenginleşiyorsa o gerçek, vasıflı, olgun bir Müslüman değildir. İslam ribayı haram kılmıştır. İçki, uyuşturucu gelirleri, seks ticareti, kumar, şans oyunları, lotaryalar, fıkhın bâtıl dediği bütün alış verişler, yalan reklamlarla yapılan satışlar, içine aldatma karışan ticarî muameleler hep haramdır. Haramın faydası olmaz. Haram ile âbad olunmaz. Haram servetler kalıcı olmaz. Müslüman helal kazanmalı, helal yiyip içmeli, helalinden giyinmeli, helal dairesi için temiz bir hayat sürmelidir. Riba üzerine kurulu bir iktisadî, ticarî, malî (finansla ilgili) bir sistem çökmeye, yıkılmaya mahkumdur.
***
Liseleri Sivil Darbe Teşebbüsüne Âlet Etmek İstiyorlar
BİR askerî birlikte herhangi bir aksaklık olsa, bundan dolayı askerlerin, konuşma yapan kumandana arkalarını dönerek protesto gösterisi yapmaları doğru olur mu? Olmaz, bin kere olmaz.
Böyle bir şey askerlik disiplinine ters düşer ve orduya ülkeye halka büyük zarar verir. Liselerde okuyan gençlerin çoğu hukuken çocuk statüsündedir ve onların devleti, siyasî iktidarı, müdürlerini, idarecilerini topluca protesto etmeye hakları yoktur.
Taksim’de yapılan GEZİ hadiselerini biliyoruz. Birkaç ağacın kesilmesini bahane ederek sivil darbe yapmak istemişlerdi. Ukrayna’da da böyle hadiseler olmuş, orada GEZİ’ciler kazanmış ve ülke büyük kayıplara uğramıştı. Kırım elden gitmiş, doğuda Don bölgesinde ayrılıkçılar iç savaş başlatmıştı.
İçteki ve dıştaki derin güçler, Dönmeler, bazı kaşar politikacılar, yıllardan beri liseli gençlerimizi sokağa dökerek onları kirli emellerine alet etmek istiyor.
Büyük kısmı kanunlara göre reşid olmayan öğrencileri böyle maceralara itenler kesinlikle vatansever değildir.
Hastahanelerdekiâcil servis mensupları toplu protesto yapsalar ne olur?.. Büyük facialar olur, dehşetli zararlar meydana gelir. İtfaiyede protesto ve grev yapılabilir mi?
Birtakım rezil ve kirli güçler liselerimizden ellerini çekmelidir.
Türkiye’yi 1930’ların faşizmine götürmek isteyenlerin demokrasiden bahs etmeye hakları yoktur.
Çoğu çocuk statüsünde olan liseli gençlerin korunmaya ihtiyacı vardır.
Onları kanunsuz eylemlerin, GEZİ’lerin, yıkıcı hareketlerin içine çekmek isteyenler suç işliyor.
Bütün vatansever veliler, çocuklarını yeni GEZİ’lere, sivil darbe teşebbüslerine alet etmek isteyenlere karşı çıkmalıdır. Halk, liselerde döndürülen dolapların içyüzünü bilmelidir.
Egemen azınlıkların entrikaları önlenmeli ve boşa çıkartılmalıdır.
Devlet istihbaratının bu konudaki bilgileri kamuoyuna açıklanmalıdır.
Eğitimimiz ve okullarımız zaten düzgün değil, liselerdeki son anarşik hadiseler, durumu büsbütün fenalaştıracaktır.
Aklı başında, sağduyulu, vatansever, efendi bütün liseli öğrencilerimiz okullarını maceraperestlere karşı korumalıdır.
Siyasî iktidar, liseler konusunda bilgece davranmalı, sağduyu ile hareket etmelidir.
Liselerin başına engin kültürlü, eğitim ve pedagoji branşlarında derin uzmanlığı olan, tecrübeli, birikimli, ağırlığı olan şahsiyetler getirilmelidir. Sivil darbe heveslisi GEZİ’cilere fırsat verilmemelidir.
Bundan birkaç sene önce cereyan eden GEZİ hadiseleri, birkaç ağacın kesilmesini protesto eden vatandaşların işi değildi. Fitne ve fesat hareketinin içinde hayli yabancı ajan ve militan vardı.
Bugünkü lise hareketleri de mâsum çocuklarımızın işi değildir.
1968’de Fransa’da olup biten gençlik hareketi incelenmeli, General de Gaulle’ün bunu nasıl bastırdığı öğrenilmeli ve gereken bütün tedbirler alınmalıdır.
Gerekiyorsa, terör ve sivil darbe karşıtı milyonlarca halk, yasal sınırlar içinde çok disiplinli şekilde toplanmalı ve yürümelidir.
GEZİ hareketi başarılı olmuş olsaydı, Türkiye Ukrayna gibi parçalanacaktı. Liselerimiz terörden uzak tutulmalıdır.
Şu hususu da bilmeliyiz ki: Liselerde başlatılmak istenen terör, anarşi ve kaos hareketi partizan ve sekter zihniyetle çözülemez. Liselere yeni müdürler atanacaksa, bunların mutlaka ve mutlaka ehliyetli, liyakatli, kompetan, birikimli, tecrübeli, müdebbir kimseler olması gerekir. Sadece bizden olması yeterli değildir. Aynı zamanda ehliyetli liyakatli ve güçlü olması gerekir.
Asıl fazilet bizden olmak değildir. Faziletlerini ve meziyetlerini düşmanlarının ve karşıtlarının da kabul ettiği kimseler olmalıdırlar.
(Fesatçılar binlerce lisede şiddet taraftarı, darbeci Marksist gruplar oluşturmuştur. Bunlar ilk fırsatta sokağa inebilir. Önceki GEZİ teşebbüsünde başarısızlığa uğradılar. Bu sefer daha planlı olacaklardır. GEZİ kalkışmasında olduğu gibi, bunların arkalarında dış güçler de vardır. 1968 Paris olaylarını unutmayalım. Bir şey olmaz, bir şey olmaz her şey kontrolümüzdedir zihniyetlileri yüksek müsaadeleriyle uyarıyorum.)