Yusuf Ziya Cömert

Yusuf Ziya Cömert

İsmet Özel şiiri hayatınıza girer

İsmet Özel şiiri hayatınıza girer

Hayatımızın güzel taraflarından biridir İsmet Özel.

Bir ‘kafa konforu’ndan veya “Hah, bir de İsmet Özel var, harika” cümlesindeki uyduruk hazdan söz etmiyorum. Hiçbir şekilde, İsmet Özel’i bir şeye indirgeme güdüsü taşımıyorum. Çünkü, bu cümleden ibaret değil, İsmet Özel hakkındaki fikrim.

Kendi adıma konuşayım. Ama eminim, hissiyatı benimki gibi olan sayısız insan var.

Bana kuvvet verdi İsmet Özel.

Hem bir Müslüman olarak, hem bir Şair olarak.

Tabii aynı zamanda bir entelektüel olarak.

Bu yüzden, ‘Hayat’ dediğim şey gerçekten ‘hayat’tır, ‘Güzel’ dediğim şey, gerçekten güzeldir, ‘Taraf’ dediğim şey, gerçekten ‘taraf’tır.

Hem ‘hayat’tadır İsmet Özel ve yaptığı şeyler, hem ‘güzel’dir.

Hem de bir ‘taraf’tadır.

Yani, bir ‘Taraf’ta durur, İsmet Özel.

İğreti durmaz.

Belli belirsiz durmaz.

Kuvvetli bir çizgi olarak, bize ait bir ‘kuvvet’ olarak durur.

İnsanlar, bir insan hakkında, bir değer hakkında ‘biz’ dediklerinde çoğuz zaman ‘temlik’ etmeyi kastederler.

Hayır, ben ‘bize ait’ derken, ‘bizim’ de ait olduğumuz bir bütünlüğü murad ediyorum.

Daha ‘anlaşılır’ söylemek mümkünken, söyleyeyim.

İbrahim Milleti’nden olmayı, Ümmet-i Muhammed’den olmayı kast ediyorum.

İsmet Özel’i anlamak ya da anlamamak, beğenmek ya da beğenmemek, şiirini sevmek ya da sevmemek gibi sorunlarla malul olanlar vardır.

Bunda da sakınca yok.

Anadolu’da, bazı yerlerde söylerler.

“Olsun, o da lazım.”

“E ama, İsmet Özel şöyle dedi, şöyle yazdı, şöyle yaptı.”

Yapsın. İştirak etmiyorsan sen de başka türlü yap.

Şiir günüydü bugün.

İsmet Özel’in şiirinden bahsetmeyi istedim.

Bu cümleler, kendiliğinden geldi.

Demek ki, kolayda bir yerde, hazır, duruyordu.

Güzel şiirdir, İsmet Özel’in şiiri.

Bu güzelliği bir çok şekilde fark edebilirsiniz.

Ben de öyleyim. Bir çok şekilde fark ediyorum.

Bu ‘şekil’lerden biri de, İsmet Özel’in şiirinin, veya mısralarının hayatla alakalı olarak, gelip lisanınıza yerleşmesidir.

Yürürken veya dururken...

Yalnızsınız veya berabersiniz... Kendinizi ansızın

“İnsan, eşref-i mahlukattır derdi babam

Bu sözün sözler içinde bir yeri vardı” mısralarını okurken...

Veya,

“Ağlamadan

Dilllerim dolaşmadan

Yumruğum çözülmeden gecenin karşısında

Şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı

Üzerime yüreğimden başka muska takmadan

Konuşmak istiyorum”

Derken bulursunuz.

Ben, İsmet Özel’in şiirini mırıldanırken Amentü’deki tek tük İngilizce veya Fransızca kelimeyi Türkçe okunuşla telaffuz edenleri çok gördüm.

Bunaltıcı bir yeknesaklığın size tebelleş olduğunu fark ettiğinizde mi yoksa böyle bir olguya tanık olduğunuzda mı?

“Sabahın köründe trenlerdeki nefret

Her gün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti.”

Yani, gelir, hayatınıza girer İsmet Özel’in şiiri.

‘Başat’tır.

‘Kuvvetli’dir.

‘Sargın’dır.

Ben, rüzgarına kapılmamak için, İsmet Özel’in şiirinden uzak duran, okumaktan dahi kaçınan şairler tanıyorum.

İsmet Özel şiirinin, kendilerinde kuvvetli bir kıskançlık hissi doğurduğu şairler de tanıyorum.

Bu, elbette kimi zaman mukabil bir ‘poetika’ olarak tezahür eder.

Yani, ‘şiir, o değildir, budur.’

‘O da, şiir değildir, şudur.’

Bunlar, çoğunca özel isimler kullanılarak yazılmaz.

Fakat, çoğunun ‘tahtında müstetir’ maksudu, ‘müşarun ileyh’i  İsmet Özel’dir.

Bunu aynı mevzular dedikodu formunda yeniden üretildiğinde daha iyi fark edersiniz.

İsmet Özel’in şiirine dair biraz daha yazasım var. Bugün burada kalalım.

(Nadir de olsa, ‘bu ne demek diyen’ çıkabilir. Tahtında müstetir: Altında gizli, altında saklı... Müşarun ileyh: İşaret edilen.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Ziya Cömert Arşivi