Bugün Beyazıt Kitap Fuarında Broşür Tanıtımı Yapacağım
Bugün 11 Haz. Pazar günü, öğleden sonra saat 13.30 ile 19 arasında Beyazıt Kitap Fuarı Bedir Yayınevi standında, Müslümanlara Ramazan hediyesi olarak hazırlanmış 48 sayfalık bir broşürün tanıtımını ve ücretsiz dağıtımını yapacağım. Ayrıca kitap imzalayacağım. Broşür üç kısımdan oluşuyor: Birinci Hacı Zihni Efendi’nin NİMET-İ İSLAM risalesi. İkincisi: Ahmed Cevdet Paşa’nın MÂLUMAT-I NÂFİA’sı Üçüncüsü: Bazı temel dinî bilgiler. Broşür kaliteli kağıda dört renkli olarak bastırılmıştır. Yüzde yüz gayr-i ticarîdir. Bendeniz hazırlanma masraflarını üstlendim, herhangi maddî bir menfaatim yoktur. Kağıt ve matbaa masraflarını, ismini vermek istemeyen hayırsever bir zat karşıladı. Broşürdeki bilgiler, Ehl-i Sünnet’e uygundur, faydalıdır. Bu hizmette başarılı olabilirsek, inşaallah devamı gelecektir.
***
MÜJDELEME UYARMA AYDINLATMA HİZMETLERİ
(1) İslam müjdeler ve iyi haberler dinidir. İman edenler, iyi işler yapanlar, Allah’ın rızasını kazananlar ebedî saadete nail olacak, Cennet’e girecektir… (2) İslam uyarılar dinidir. Allaha şirk koşanlar, kafirler ve inkarcılar, imansız münafıklar, isyancılar, yeryüzünde fesat çıkartanlar ceza görecek, Cehenneme atılacaktır… (3) İslam aydınlatma dinidir. Kulak veren, öğrenen insanlar aydınlanır, ilim ve irfan sahibi olur, kurtulur… (4) İslam bilgilendirme dinidir. İslam cahillikten faydalı ve kurtarıcı bilgiye götürür… Alim, faqih, bilen kimselerin; halkı ve genç nesilleri müjdelemeleri, uyarmaları, aydınlatmaları gerekir. Bu vazifeyi ve hizmeti yapmazlarsa vebal altında kalırlar. Bütün islamî cemaatlerin, tarikatların, grupların, derneklerin, vakıfların bir araya gelerek, ortak bir “Halkı uyarma, aydınlatma, bilgilendirme, irşad” kurumu tesis etmelerini ve hayırlı faaliyetlere başlamalarını bekliyoruz. Bu kurum şu veya bu cemaat veya tarikat adına değil, Kur’an Sünnet Şeriat Ümmet adına hizmet görecektir. Müslümanlar, en az misyonerler kadar propaganda, tebşir, davet ve tebliğ hizmetleri yapmalıdır.
***
GEREKİR
YAZDIKLARIM hep doğru olmalı.
Bazı doğruları yazmak doğru olmayabilir.
Doğruların kriterleri (ölçütleri) vardır. Benim doğrularım islamî doğrular olmalıdır.
Ölçütlerim nelerdir: Kur’an hükümleridir… Sünnettir… Şeriattır… Fıkıhtır… İslam ahlakıdır… İslam hikmetidir (bilgeliği)… Akl-ı selimdir.
Bu konularda kendi re’y ve hevam ile hüküm vermem çok yanlış olur.
Ehl-i Sünnet ve Cemaat ulemasına, fuqahasına, müftülerine, kâmil mürşidlere tâbi olmam gerekir. Bunların hepsi de icazetli olmalıdır.
Konularım neler olmalıdır?.. İman ve itikad… Namaz… Diğer ibadetler… İlim ve irfan… İslam medeniyeti, kültürü, sanatı… Ahlak… Ümmet birliği… Râşid bir Halifeye biat ve itaat… Müslümanların alim, fazıl, ahlaklı, faziletli, vasıflı, güçlü olmaları… Çocukların ve gençlerin iyi yetiştirilmesi…
Olabildiğince olumlu özeleştiri yapmam, islamî kesimdeki bozuklukları tenkit etmem gerekir.
Fazla bir gücüm ve tesirim yok ama gaflet içindeki kardeşlerimi bütün aczime rağmen uyarmam gerekir.
Bu hizmetleri yaparken kendi nefsime pay çıkartmamam, gurur ve kibre kapılmamam, mürşidlik taslamamam, haddimi bilmem, terbiye sınırları dışına çıkmamam gerekir.
Bu hizmetleri ihlasla yapmam, ihlasa aykırı menfaat, ücret, alkış istemem, teklif edilirse kabul etmemem gerekir.
Hizmetlerimi riyaset hırslarına ve emellerine alet etmemem gerekir.
İhtilaflı meselelere temas etmemem, müttefakun aleyh meseleleri yazmam gerekir.
İslamın ve Şeriatın iki kere iki eder dört eder mesele ve hükümleri üzerinde durmam, bunları tekrarlamam gerekir.
Çok az da olsa bir hizmet edebiliyorsam, bu hizmeti şöhret ve itibar kazanmaya alet etmemem gerekir.
En berbat gurur ve kibirlerin tevazu perdesi arkasına saklandığını bilmem gerekir.
Kendimi övmemem ve beğenmemem gerekir.
Kendimi cümleden edna ve kötü bilmem gerekir.
Doğru dürüst hizmet edemediğim için istiğfar etmem, afv ve bağışlanma dilemem gerekir.
Olamam ama yine de hiç olmaya çalışmam gerekir.
***
On Yedi Yaşındaki Kızın Feci Sonu
VAK’A bundan yedi sekiz yıl önce geçiyor. On yedi yaşında bir kız evinden ekmek almaya çıkıyor. Ekmek alacak eve dönecek… Evine hiç dönemiyor… Yolda internet dostluğu yaptığı bir herifle karşılaşıyor. Herif hadi bize gidelim diyor. Kız gidiyor. Gidiş o gidiş. Evde üç canavar kıza tecavüz ediyor, işkence ediyor, dayaktan kemiklerini kırıyor ve öldürüyor. Cesedi soyup boş bir araziye atıyorlar. Günler sonra bulunuyor, teşhis edilemiyor, garipler mezarlığında toprağa veriliyor.
Anne baba durumu henüz bilmiyor, sonra şüphe üzerine mezarı açtırıyorlar, kendi kaybolan kızları. Aile yıkılıyor, perişan oluyor, acı sonsuz, bir ocak sönüyor.
Tecavüz suçluları yakalanıyor, delil yetersizliğinden salıveriliyor.
Genç bir hanım avukat işin peşine düşüyor, polis hafiyesi gibi çalışıyor, dosyalar hazırlıyor ve yıllar sonra mahkeme açılıyor, sanıklar tutuklanıyor.
Bu konuda sorulması gereken çok soru var.
Vahşi cinayeti olabildiğince kınamak suretiyle soruyorum:
Evden ekmek almaya giden on yedi yaşındaki genç kız internet arkadaşı herife rastlayınca onun eve gidelim teklifini niçin kabul etmiştir?
O nihayet tecrübesiz, çiçeği burnunda bir kızcağızdır ama tecrübeli anne babası onun böyle bir canavarla telefon dostluğu etmesine niçin izin vermişlerdir?
O kız kanunen reşid değildir ama örfenreşiddir. Okuduğu okulda ona, bilgi ve kültürün yanında niçin ahlak ve karakter terbiyesi, kendini koruma eğitimi verilmemiştir?
Soruyorum: Fırına veya markete ekmek almaya giden on yedi yaşındaki bir kızın, yolda karşılaştığı canavarın evine tıpış tıpış gitmesi sizce normal midir?
Yanılıyorsam, serbestsiniz, bana istediğinizi söyleyebilirsiniz?
Ya yanılmıyorsam?...