Büyük fitneler
Müslümanlara büyük zarar veren belli başlı fitneler: (1) Ümmet birliğinin, ittihad-ı İslam’ın, uhuvvet-i imaniyenin yıkılması. (2) Mü’minlerin kendisine biat ve itaat ettiği râşid bir İmam’ın bulunmaması. (3) İslam medreselerinin yıkılması ve Ümmet’i uyaracak, aydınlatacak, bilgilendirecek icazetli ulema ve fukaha yetişmemesi. (4) Müslümanları mânen eğitecek olgunlaştıracak Tarikat-i Muhammediye eğitimi olmaması. (5) Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmaması veya yeterli kadar yapılmaması. (6) Medenî yüksek İslam kültüründen, şifahî bedevî kültürü çukurlarına düşülmesi. (7) Emanetlerin (başkanlıkların, müdürlüklerin, makam ve mevkilerin, işlerin, vazifelerin, hizmetlerin) ehliyetli kimselere verilmemesi, ehliyetsizlere verilmesi. (8) Kadınların erkekleşmesi, erkeklerin karılaşması. (9) Sözün ayağa düşmesi. (10) Ribanın, zinanın, yüksek binaların yaygın hale gelmesi. Eski deve çobanlarının, birbirlerine “Benim binam daha yüksek, seninki benimkinden alçak” demeleri. (11) Paranın, lüksün, aşırı tüketimin, konforun, dünya lezzet ve keyflerinin ana değer haline gelmesi. (12) Âhiret inancının zayıflaması, lâfta kalması. (13) Müslümanların birbirlerini sevmemeleri, bazısının bazısına düşmanlık etmesi. (14) İslamî hizmetlerin bir kısmının câhil, nâ-ehil, ehliyetsiz, yetersiz, liyakatsiz kimselerin uhdesine verilmesi.
***
Bisiklete Binen Bakan
* YENİ bir hadise… İngiltere’de bir bakan, evinden makamına bisikletle gidiyor… Resmini gördüm.
* İstanbul’daki eski tarihî camilerde çok kıymetli hat levhaları vardı. Son otuz kırk yıl içinde bunlar yok oldu, uçtu gitti… Çalanların, çaldıranların elleri kırılsın… Cenab-ı Hak kısmet ederse, birkaç camiye zerendud (siyah veya çivit mavisi zemin üzerinde altın yaldızlı yazı) levhalar hediye etmek istiyorum. Âyetler, hadîsler… Sadaka-i câriyem olur inşaallah. Bu konuda değerli hattat Ali Toy beyefendi ile görüştüm. Orijinalleri bendenizde bulunan, merhum Sami efendiye ait iki levhanın taramalarını yaptırttım. Büyültüp, hattan anlayan birine yazıların üzerinden yaldızla geçirteceğim. Vaktiyle Sultanahmet camiine iki büyük levha asılmasına vesile olmuştum. Biri camiinin bânii Sultan Birinci Ahmed’in ‘N’ola tâcım gibi getürsem başımda daim…” mısraıyla başlayan kıt’asıydı, Ali Toy bey yazmıştı. İkincisi, Fuat Başer beyin bir Hilyesiydi. Bunların masraflarını cami derneği karşılamıştı. Asılmasına izin ve ruhsat verilirse, yaptıracağım levhaların masraflarını kendim karşılayacağım.
* Fatih beyefendi lütf edip mesaj göndermiş. Hadımköy gezisinde gördüğüm sarı çiçekli tarlalarda kanola bitkisi ekiliymiş. Teşekkür ediyorum.
* Sağlıklı insan en derin uykulardan bile uyanır, uyandırılır ama dünya sarhoşu olup ayakta uyuyan hasta ve zombi insanları uyandırmak mümkün değildir.
* Büyük medyaya bakınız, bilgelik (hikmet) kelimesinin kullanıldığını göremezsiniz. Halbuki bilgeliğe, su hava ekmek gibi muhtacız. Bilgeliğin olmadığı bir toplumda yaşamak ne kadar zor.
* Kuzey Kore atom bombası, nükleer füze yaptı diye kızılca kıyamet kopartanlara sormak lazım: İsrail’in elinde, Kuzey Kore’ninkinden fazla nükleer bomba ve füze var, onlara niçin ses çıkartmıyorsunuz. Yoksa, size göre İsrailinkiler iyi bomba mı?
* Âhir zamanda cinayetler, adam öldürmeler çoğalacakmış. Günümüzde tavuk gibi adam boğazlanıyor. Adam öldürmeler daha da çoğalacak… Zina artarak çoğalacak… Riba çok çoğalacak… Nemrudî ve Şeddadî yüksek binalar pıtrak gibi çoğalacak… İnsanlar
sarhoş gibi olacak.
* İslam’ın temel kurallarından biri şudur: “Müslüman o kimsedir ki, insanlar onun elinden ve dilinden selâmette (güvende) olurlar.” Zamanımızda bu kural topluma hakim mi?
* İslam dünyasında on milyonlarca Müslüman aç iken, on milyonlarca Müslüman yerinden yurdundan göç etmiş kamplarda sürünürken, çocuklar açlıktan ve hastalıktan ölürken, siviller bombalanırken, Arakan Müslümanları kan kusarken, Müslüman kadınlara
tecavüz edilirken; Ramazan iftar ziyafetlerinde tıka basa yiyen, keyif çatan kimselere şimdiden afiyet olsun demek istiyorum ama diyemiyorum.
* Almanlar Nazizm’den çok çektiler. Yahudiler de Siyonizm’den çok çekecekler. Siyonizm Tevrat’a ve Musevîliğe aykırı bir ideolojidir ve Yahudilerin başına büyük belalar getirecektir.
* Bendeniz, Müslüman bir yazar olarak, şiddet içermeyen fikirlerim, yazılarım, tenkitlerim yüzünden hapse mahkum edilip zindana atıldığımda, bir cezaevinden ötekine ellerim ve ayaklarım zincirli olarak sevk edildiğimde, bugün “Türkiye medya hürriyeti yok, gazeteciler cezaevine atılıyor” diye yaygara kopartanlardan bir inilti bile çıkmamıştı. Onların canı can da benim ki patlıcan mıydı?
* Önümüzdeki birkaç yıl içinde dünya alt üst olacaktır. M. Kemal’in ölümünden sonra Sabataycılar tarafından fabrike edilen ideoloji yürürlükten kaldırılacaktır. Egemen azınlık vesayet sistemi silinecektir. 2023’te Türkiye ve dünya acaba nasıl olacaktır?
* Son bir iki gün içinde hem besin maddesi, hem de şifa hazinesi üç harika bitki ile yazılar okudum. Birincisi: COROSSOL ağacı meyvesi. Tropikal Amerika’da ve Afrika’da yetişiyor. Bir tek meyvesi beş kg ağırlığında olabiliyor. Kanseri önlüyormuş… İkincisi: MORINGA OLEIFERA. Afrika ve Asya’nın tropikal bölgelerinde yetişen bir ağaç. Yaprakları sebze gibi pişirilip yeniyor. Her şeyi işe yarıyor. Doyuruyor, sağlık veriyor, şifa hazinesi… Üçüncüsü: MACA… Peru’nun 3000-4500 metre yüksek dağlarında yaylalarında yetişen yumru bir sebze. Yiyenlere müthiş zindelik, enerji, canlılık veriyormuş. Bunlar Türkiye’mizde yetişmez ama bizim iklimimizde yetişip büyüyecek başka doyurucu ve tedavi edici şifalı bitkiler bulup, tohum ve fidanlarını getirip ekmemiz gerekmez mi?
* Bendeniz mütevâzı bir lokanta açsam, her masasında öğütülmüş çörek otu bulundururum. Peygamberimizin (Salat ve selam olsun ona) “Ölümden başka her derde devadır buyurduğu” mucizevî baharat…
***
Beyazıt Kitap Fuarında
Önümüzdeki 18 Haz. Pazar günü, saat 16 ile 19 (öğleden sonra 4-7) arasında BEDİR YAYINEVİ standında, içinde seksen küsur faydalı bilgi bulunan ZERRE isimli küçük broşürü ücretsiz dağıtıp kitap imzalayacağım.