Kuvvetli Müslüman
Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) “Kuvvetli Müslüman zayıf Müslümandan hayırlıdır” buyurmuşlardır. Kuvvetli, vasıflı, üstün Müslüman kimdir?.. Onun imanı taklidî değildir, tahkikîdir… O beş vakit namazı dosdoğru kılar… Farz namazları cemaatle kılar… Yeterli din kültürüne sahiptir… Onun dünya kültürü, kafirlerinkinden daha fazladır… Yüksek ahlak sahibidir… O, asla fasık-ı mütecahir değildir… Yüksek karakter sahibidir… Mürüvvetlidir… O kendini beğenmez… O havf ile reca beynindedir… Onun insanlara faydası dokunur… O âdildir, insaflıdır… O, itihad-ı İslama, iman kardeşliğine büyük önem verir… O, İmana İslamaKur’ana Sünnete, ya doğrudan doğruya, yahut dolaylı olarak hizmet eder… O, kötülükle emr eden nefsiyle büyük cihad eder… İhlas büyük güç kaynağıdır… Güç kuvvet Allah’ındır, Allah ihlaslı mü’min kuluna yardım eder…
***
Dinde Reform Hıyâneti
HİÇBİR devletin, rejimin, siyasî sistemin, iktidarın; İslam dinini değiştirmeye gücü yetmez.
Böyle teşebbüsler fitne ve fesada sebebiyet verir, birtakım kimselerin sapıtmasına yol açabilir ama Fırka-i Nâciye olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslamlığı yıkılamaz. Çünkü o, ilahî koruma altındadır.
Gerçek, aslına uygun İslam Ehl-i Sünnet İslamıdır.
Reformculuk… Light ve ılımlı İslam… Mutezile… Fazlurrahmancılık Tarihsellik… Mezhebsizlik… Sünnet ve hadîs aleyhtarlığı… Şeriatsiz ve fıkıhsız İslam… Seküler İslam… Kemalist İslam… Bütün İslamcılık cereyanları… İslam Protestanlığı… Afganîcilik… Şeriatîcilik… İslamîaktivist akımlar… Neo-Haricîlik… Necdîlik… Bu saydıklarımın hepsi doğru yoldan sapmıştır.
Siyonistler, Haçlılar, Evangelistler, Paganlar, Ateistler; TürkiyedeKur’ana dayalı Ehl-i Sünneti yıkmak, onun yerine, kendi işlerine gelen, onları rahatsız ve tedirgin etmeyecek, manipüle edebilecekleri yeni bir İslam getirmek istiyorlar. Birtakım işbirlikçiler de onların hesabına çalışıyor.
Vaktiyle Hindistan’da Ekber Şah denilen ekfer kişi de İslam’ı kaldırıp kendi dinini hakim kılmak istemişti ama başarılı olamamıştı.
Ehl-i Sünneti yıkabilmek, büsbütün yıkamasalar bile zayıflatmak için Sünneti ve hadîsleri yıkmak istiyorlar.
Her Müslüman İslam’ı, kendi kafasına, kendi re’y ve hevasına göre, Kur’an tercüme meal ve tefsirlerinden, ayıklanmış hadis külliyatlarından yorumlasın diyorlar. Bu metod, Müslüman sayısınca yorum ve din çıkartır, kaosa anarşiye yıkıma yol açar. Zaten onlar bunu istiyor.
Büyük Ortadoğu Projesi sinsice yürütülüyor.
Ehl-i Sünneti yıkmak isteyenler alabildiğine kitman ve taqiyye yapıyor.
Dıştan geleneksel bir Müslüman olarak görünüyorlar, içten temelleri dinamitliyorlar.
Onlar, kendilerine mahsus yayınevlerinde, “Allah gerçek bir Janus’tur” diyerek, noksan sıfatlardan münezzeh olan ve hiçbir şeye benzemeyen Allahütealayı iki çehreli bir Roma putuna benzeten zındığın kitaplarını fütursuzca satıyor.
Onlar, ölmüş Mutezile mezhebini hortlatmıştır.
Onlar, sapık Feminist ideolojiyi tergib ve teşvik ediyor.
Ehl-i Sünnete bağlı bütün cemaatler, tarikatlar, gruplar bir araya gelmeli; İslam’ı içten yıkmak isteyen bid’at cereyanları ile ortak mücadeleye başlamalıdır.
Bu konuda ortak bir plan, program, proje yapılmalıdır.
Bu iş bir cemaatin, bir tarikatın, bir grubun tek başına yapabileceği hizmet değildir.
Ehl-i Sünnet gazeteleri, dergileri, televizyonları, radyoları, dernekleri, vakıfları bu konuda seferber olmalıdır.
Ehil alimlerin ve heyetlerin kaleme alacağı küçük faydalı ve tesirli broşürler milyonlarca adet bastırılmalı, halka dağıtılmalı, okutulmalıdır.
Bu hizmetler hasbetenlillah, muhlisenlillah yapılmalı, ticarete veya şahsî nüfuzlara, emellere, sekter hırslara, holiganlıklara alet edilmemelidir.
Ehl-i Sünnetin müdafaası para kazanma, zengin olma konusu yapılmamalıdır. Aksi takdirde ihlâs gider, hizmet etkisiz olur.
Çok kalabalık, çok güçlü, çok zengin, çok imkanlı Sünnî cemaatler ve tarikatlar bulunmaktadır. Bunlar birleşirlerse reformcuları ilmen yenebilir, saf haricî edebilir.
Bir “Ehl-i Sünneti Müdafaa Bid’atleriRed Cerh ve İbtal Enstitüsü” kurulmalı, bu kurumun bilgi bankasında kaynak ve istihbarat toplanmalıdır.
Otuz iki sayfalık iyi hazırlanmış bir risale ile üç yüz sayfalık bid’at kitabı çürütülebilir. Yeter ki, bir Şeyhülislam Mustafa Sabri, bir MehmedZahid el-Kevserî, bir AhmedDavudoğluEzherî ve onlar ayarında birkaç büyük hoca olsun.
Şu anda Ehl-i Sünneti müdafaa ve ehl-i bid’ati reddeden kimseler yok demiyorum. Lakin yetersiz ve imkansız kalıyorlar. Bu konuda mutlaka birlik, ortak çalışma gerekmektedir. Birkaç bin adet basılan kitaplarla bu iş hizmet başarı ile yürümez.
Bid’atlara, reformculuklara, bozuk fırkalara karşı topyekun bir ilmî seferberlik başlatılmalıdır. Bir kısmı cahil ve bilgisiz kalan halka Ehl-i Sünnet anlatılmalıdır.
Bu anlattıklarım, emr-i mâruf ve nehy-i münker farzı dahilindedir. Ehl-i Sünnet camiası bu farzı ya kısmen, yahut tamamen terk ederse mes’ul olur ve gelecek genel belâ ve musibetin enkazı altında kalır.