Öfkenizin esiri olmayın
Günümüzde sevgi, saygı, sabır, hoşgörü, merhamet, affetmek vb. gibi öfke kontrolü ile yakından ilişkisi olan değerler zayıfladığı için insanlarımız patlamaya hazır birer bombaya dönüştüler. Ben odaklı bir yaşam süren fertler küçük bir sarsıntıda karşı tarafa büyük yıkım ve tahribat vermekten kaçınmıyorlar.
Bugün toplumun hemen her kesiminde yoğun bir öfke patlaması ile karşılaşıyoruz. Sokağa çıktığınızda iki erişkin kişinin saç başa kavga ettiklerini görürsünüz. Sudan sebeplerle birbirlerine ağza alınmayacak hakaretler savuran bu kişilerin bu menfi eylemlerinin nedenini açıklayacak bir gerekçe bulma imkânınız yok. İnsanlar sudan sebeplerle birbirlerine hasım kesiliyorlar.
Şehrin en kalabalık caddesinde birbirlerine ağza alınmayacak hakaretler savuran iki adamın durumunu çocuğunuza açıklamakta güçlük çekersiniz. Çünkü onun zihnindeki erişkin insanlara şefkatle muamele eden ve öfkesini kontrol edebilen bir erişkindir. O yüzden çocuğunuzu bu tür görüntülerden uzak tutmaya çalışırsınız.
Günümüzde kontrolsüz ve sağlıksız bir şekilde ifade edilen öfkenin neden olduğu bireysel ve toplumsal felaketleri (öldürme, yaralama, intihar, depresyon, vs.) ile hemen her saat her dakika karşılaşmaktayız. Fakat öfkenin kontrolü için yapılan çalışmalar kayda değer bir başarı gösteremiyor. O nedenle toplumdaki suç oranını azaltma ve huzurlu bir topluma doğru adım atma noktasında cılız kalıyoruz.
Öfke bütün kültürlerde negatif bir duygu olarak görülmüş ve iyileştirilmesi için çareler aranmıştır. İslam kişinin duygularını denge üzerine kurması yönünde telkin ve tavsiyelerde bulunur ve bu konuda kişiye yön gösterir. Nitekim Hz Peygamber güçlü kişi rakibini alt eden pehlivan değildir güçlü kişi öfkesini yenen kişidir buyurmaktadır. Yani kişi duygularını kontrol altında tutup, insani ilişkilerinde olması gereken ölçüyü sağladığı sürece güçlü bir mümindir. Günümüzde öfke patlamalarının nedenlerinden biri de kişilerin ben odaklı hücrelerde tek kişilik bir yaşam sürmeleridir. Bu kişilerin dünyalarında ötekin yer verilmemiştir, öteki bir şey ifade etmemektedir. O nedenle insanlar küçük bir kırılma noktasında tepkilerini en ağır şekilde ortaya koyuyor ve karşı tarafa büyük zarar verebiliyorlar.
Kişinin öfke kontrolünü sağlayabilmesi için, yıkıcı tavırlarının büyük bir zarar olarak geri döneceğini bilmesi ve sabrın sonunda kendisine bekleyen büyük mükâfata tereddütsüz iman etmesi gerekir. Aksi takdirde kişi öfkesinin esiri haline gelecek ve bu esaretten bir türlü kurtulamayacaktır. Bu bir gerçek!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.