Srebrenica
Soykırım, etnik kökenden, dini ya da siyasi görüş farklığından beslenen yıkıcı bir duygudur. Ötekileştirilen birey ya da toplumları kökten yok etme, sindirme amaçlı yapıldığından ağır bir suçtur. Srebrenica’da yaşanan katliam dini ve etnik ayrımcılığa bağlı olarak işlenmiş ağır bir insanlık suçudur. Ne yazık ki, Avrupa’nın göbeğinde vuku bulan bu vahim olay gündemden düşürülmüş ve hafızalardan silinmeye çalışılmıştır.
Bilindiği üzere Srebnica Sırbistan’a 10 km uzaklıkta küçük bir şehirdir. Şehrin sakinleri dış dünyadan uzak sakin bir hayat yaşarken her şey ters yüz olmuş ve insanlar tarihte ender görülebilecek bir katliama maruz kalmışlardır. Kapitalist zümreler bugün olduğu gibi o gün de, etnik ayrımcılığı tetikleyerek kitleleri birbirlerine düşürmek ve hedeflerine ulaşmak istemişlerdir.
1992 tarihinde Bosna Hersek bir referandumla bağımsızlığını ilan etmiş ve bunu bütün dünyaya duyurmuştu. Bunun üzerine Sırplar Saraybosna’nın bağımsızlığını tanımadıklarını açıklamış ve Bosna’yı kuşatma altına almışlardı. BM Güvenlik Konseyi’nin Srebrenica’yı güvenli bölge ilan etmesi sonucunda ise bölgenin nüfusu hızla artmış ve koruma altına alınmıştı. Bu olay büyük Sırbistan hayali kuran Sırp zihniyetini harekete geçirmiş ve 1995 tarihinde RatkoMladiç komutasındaki Sırp ordusu Srebrenica’yı işgal edip, 8 binden fazla genç ve yetişkin erkeği katletmişti. Katledilen kişilerin eşleri haklarını aramak için harekete geçseler de hiçbir sonuç alamamış hatta Sırpların katlettiği yakınlarının cenazelerine dahi ulaşamamışlardı. Daha sonra bu kişilerin kemikleri toplu mezarlarda bulunmuş dünyanın birçok ülkesinden gelenlerin üç gün süren bir barış yürüyüşünün ardından, bir cenaze töreni düzenlenerek toprağa verilmişti. 8 bin kişi kendilerini demokrasi ve özgürlük havarisi olarak tanımlayan Avrupa’nın göbeğinde katledilmiş ve geride kalan yetim çocuklar ve dul kalan kadınların seslerini duyurma imkânı kalmamıştı. Masum insanların katledilmesi bütün dünyada yankı uyandırırken, olaya BM ve NATO tarafından hiçbir müdahalede bulunulmamış, aksine zulümden kaçan kişiler Mladic’e teslim edilerek katil ödüllendirilmişti.
Katliamın faali Mladiç 26 Mayıs’ta yakalandı ve Lahey’e havale edildi. Fakat burada hak ettiği cezayı almak yerine olay sumen altına itilerek unutturulmaya çalışıldı. Emperyalist güçler o gün olduğu gibi bugün de, etnik ve dini farklılıkları kullanarak halkları kışkırtmaya ve buradan nemalanmaya devam ediyorlar. Bugün Filistin’de Suriye’de, Irak’ta, Myanmar’da, Doğu Türkistan’da yaşanan işgallerin hedefi ne ise o gün Srebranica’da yaşanan işgallerin hedefi de oydu. Fakat ne yazık ki İslam toplumlarının liderleri ümmet bilincini yeniden inşa edip insanlığa yön gösterecekleri yerde, emperyalistlerin kuklaları olarak kalmaya devam ediyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.