İnsanın kendisi ile savaşı
Razi nefsin düşünce gücü, şehvet gücü ve öfke gücü olduğundan bahseder. Düşünme gücünün beyin, öfke gücünün kalp olduğunu vurgular. Mevlana mesnevisinde nefs ile ilgili düşüncesini tavşanın aslanı tuzağa düşürme hikâyesi ile sembolize eder. Tavşan ormanlar kralı aslanı hile yaparak kuyuya düşürmüş böylece diğer orman hayvanlarını ona yem olmaktan kurtarmıştır. Burada nefsi tavşanla sembolize eder. Kuyuya düşen aslan insanı temsil eder. Burada nefsin zararsız görünüp aslında hiç de küçümsenemeyecek kadar güçlü olduğudur. Ruhun vatanı Allah’tır ve yine ona dönecektir. Padişahın elinden kaçarken yaşlı bir kadının eline düşen doğan hikâyeyle de ruhun yolculuğunu anlatır. Nefs tabiatı itibariyle düşman ilan edilmiştir. Mevlana ey yoksul bunun için diyorum işte. Köpeğin boynundan tasmayı çözme. O terbiye edilse bile yine köpektir der. Nefsi bir köpeğe benzetir Mevlana. Nefs terbiye edilse dahi her an kötülüğe meyilli hale gelebilir. İnsanın içinde bulunan ve her daim kontrol edilmesi gereken bir şeydir Nefs. Mevlana nefsi eşeğe de benzedir. Eşeği bir kazığa bağla, ne zamana kadar işten yükten kaçacak. O eşeğin işten yükten kaçmasıyla nefsin Allah’a itaatten yüz çevirmesini onu bir kazığa bağlamak ifadesiyle de teslimiyeti anlatıyor.
MİLLİ ŞUUR AŞILANIYOR
Japonya’da çocuklar okula başladıklarında hızlı trene bindirilip çok katlı yollardan geçerek, teknolojinin en üst boyutuna kadar gösterilir. Çocuklar çalışan fabrikalarla ve burada üretilen ürünlerle tanıştırılır. Sonra çocuklara işte gördüğünüz bu hızlı trenleri, üstün teknolojiyi sizin atalarınız yaptılar. Siz bunların daha da üstün olanını yapabilirsiniz. Denilir. Sonra çocuklar Nagazaki’ye götürülür ve düşmanın harap ettiği yerler gösterilir ve onlara: “Bakın eğer siz birlik ve beraberliğinizi sağlamaz dağılırsanız, düşmanlar gelir geçmişte olduğu gibi bugün de sizin yıkar, bu hale getirir. Eğer birlik ve beraberliğinizi sağlar ve çok çalışırsanız, size saldırmaya cesaret bile edemezler” der ve Nagazaki’nin hikâyesini anlatırlar. Çocuk okula başladığında ona milli duygular aşılanır ve bu bilinçle büyütülür.
KIZILDERİLİ BİLGENİN TAVSİYELERİ
“Her sabah uyandığında ve her akşam uykuya dalmadan önce içindeki yaşam pınarı karşına çıkan bütün iyi şeyler ve sana her geçen gün biraz daha büyüme iklimi karşına çıkan bütün iyi şeyler ve sana her geçen gün biraz daha büyüme iklimi sağladığı için Yaradan’a şükürlerini yolla. Ardında kalmış günün üstünde düşün ve daha iyi bir insan olmaya çalışmak için cesaret ve kuvvet iste. Başkalarına faydalı olacak yönlerini ara ve bul”
Yukarıdaki tavsiyeler Kızılderili bir kişinin halkına verdiği tavsiyelerden alınmıştır. Kızılderili kişi halkını, şükretmeye, erdemli insan olmaya ve insanlar için faydalı işler yapmaya teşvik ediyor. Oysa bugün bu insanlar teknolojiyi kullanamayan, ilkel insanlar olarak tanımlanıyor. Ne kadar ilginç değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.