Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Elimden tutar mısın?

Elimden tutar mısın?

Ceylin, Ceyhun ve Leyla üç kardeş… Hayatta yakınlık kurabilecekleri tek kişi, onlar için saçını süpürge eden anneleri… Allah’ın bahşettiği analık vasfını kaybetmeyen bir kadının çocukları için aşamayacağı bir engel yoktur. Çocuklarımızın anneleri Sümeyye Hanım bu konudaki hassasiyeti ile bütün annelerin dikkatini çeken bir kardeşimiz. Kendisi adeta çocukların benliğinde kaybolmuş, bana ait diyebileceği hiç bir şeyi yok. Ev düzeninden insani ilişkilerine kadar her şeyini çocuklarına göre düzenlemiş. O bağrında üç çocuk için çarpan bir kalp taşıyan nazir annelerden biri…

Çocuklar akraba ilişkilerine olan özlemlerinden bahsedince anne zihninde, uzun yıllardır görüştüğü yakın arkadaşlarından bir teyzeler grubu oluşturmuş ve çocuklar için özel bir merasim hazırlayıp çocukların hayalini gerçekleştirmek istemiş. Teyzeler grubunda adımın geçtiğini görünce çok sevindim ve üç yavrunun manevi teyzesi olmaktan gurur duydum. Annenin manevi teyzeler fikrini arkadaşlarımla birlikte destekledim ve geçtiğimiz akşam çocuklarımızın bizim için hazırladıkları teyzeler merasimine katılma imkânı buldum. Çocuklarımız Ceyhun, Ceylin ve Leyla içlerinde benim de yer aldığım sevgi ve içtenliklerine itimat ettikleri ve yakın ilişki kurabileceklerine inandıkları kişileri seçerek, onları teyze olarak ilan ettiler. Manevi teyzeler olarak o akşam yaşadığımız mutluluğu ifade edebilecek bir kelime bulamıyorum. Gönlünüzü üç çocuğa açmanız ve yalnız ve meşakkatli yürüyüşlerinde onların yanında yer almanız ve onların gözlerine sevgi ile bakabilmeniz ne kadar önemli! Bir çocuğun gönlünü kazanabilmenin verdiği huzuru, sahip olduğunuz hangi imkân verebilir size? Göğsünüzü kabartarak anlattığınız makam ve mevkiiniz, para ve mülkünüz o çocukların duygularına dokunan huzuru size kazandırabilir mi? Sanmam…

Manevi çocuklarımız Ceyhun, Ceylin ve Leyla bizlere kişisel özelliklerimizi dikkate alarak mektuplar yazmışlar bununla da yetinmeyip, özel hediyeler hazırlamışlar. Akşam çay ve sohbet eşliğinde mektuplarını takdim ettiler ve bizlerle olan bağlarını ömür boyu sürdürmek istediklerini belirttiler.

Günümüzde bırakın akrabalık bağı olmayan kişilerle yakınlık kurmayı yakın akrabalarımızla dahi var olan bağı korumakta güçlük çekiyoruz. Aynı anne babanın evlatları birbirlerinin yaralarına merhem olmaktan kaçınıyorlar, arkadaş bildiğimiz kişiler sadakat ve vefa gibi değerlerle bütün bağlarını koparmış vaziyetteler. Küresel dünyanın sakinleri tarihi süreç içinde hiç olmadığı kadar kendilerine ve çevrelerine yabancılaşmış durumdalar.

Küresel dünyanın sakinleri maddi anlamda büyük kazançlar elde ederken ruh ve duygu dünyalarında gittikçe yoksullaşıyorlar. Kendi türünden uzaklaşıp kucaklarındaki kediye sarılmış vaziyette yürüyen yalnız ve kopuk insanlarla yan yana yürüyorsunuz. Yakınlarınızla aranızdaki mekansal mesafe yakınlaşsa da duygusal mesafe uzaklaşıyor. İnsanların birbirlerine menfaat gözlüğü ile baktıklarına ve ahiret kökenli olan değerlere değil dünya kökenli olan metalara sarıldığına şahit oluyorsunuz. Ne garip değil mi? İşte böyle bir dünyada üç çocuk bütün safiyeti ile gönlünü size açıyor ve teyzem olur musun diyor? Üç çocuk kan bağı olan kişilerle yakınlık kuramayınca, Hz. Adem’e kadar uzanan akrabalık bağlarına yöneliyor ve benimle manevi ve duygusal bir bağ kurabilir misin diye soruyor. Bir çocuk hayatta ne ister diye sormuş olsam, inanıyorum ki, “çikolata ya da pahalı oyuncaklar ister diyeceksiniz. Oysa Ceyhun, Ceylin ve Leyla erişkinlerin farkına dahi varamayıp yalnızlaştıkları bir çağda kendileri için elzem olan bir şeyi istiyorlar. Yakınlık kurmak, sevgi alış verişinde bulunmak…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi