Eylem başkaaa... söylem başka
Yıllardır faiz oranından şikayet edildiğini duyarım. Daha yakın zamana kadar, yüksek faizin sorumlusu olarak Merkez Bankası ipe asılıyordu.
Yok efendim Merkez faizi yüksek tutuyormuş, yok bunlar yüksek faizciymiş...vs vs İnanılmaz bir lobi vardı. Karalama ve küçümseme zirvedeydi. Faiz üzerinden koltuk kapma yarışı desek daha iyi ifade olur. Bakın ben de geçmişte Merkez Bankasını faiz konusunda çok eleştirmiştim. Ne zaman mı? Mesela 2006-2008 yılları..
2006 yılında küresel dalgalanmadan o kadar çok korktuk ki, hemen faizi 13,25’den 17,25’e çıkardık. Enflasyon neydi o zamanlar? Söyleyeyim, yüzde 9,59
Merkez Bankası 400 baz puan faiz artırınca ne oldu? Hatırlayın o günleri; 1 dolar 1 TL olur mu diye tartışmaya başlandı. O kadar yüksek reel faizi verirsen 1 dolar 1 TL elbette olurdu.
Nitekim dolar/TL kuru 1,70’den 1,15’e geriledi. İthalatçılar bayram yaparken, bugün bile açılmayan çok sayıda yerli üretici kapısına kilit vurdu. Merkez Bankasının 2006-2008 faiz politikasının Türkiye’nin üretim sektörüne etkisini hâlâ kimse dile getirmiyor... Neden acaba!
Tekrar hatırlatayım; 2006’da enflasyon yüzde 9,59 iken yüzde 17,25 faiz verdik.
Sonra 2008’e gelelim.
Hatırlarım o günleri. Küresel kriz ha patladı, ha patlayacak. Yazılarımda nerede ise her gün kriz geliyor diyordum. Ne dediler, “Ne krizi kardeşim, kriz mıriz yok”.Merkez ne yaptı peki? Mayıs ayında ekonomiyi soğutmak için faizleri 50 baz puan artırarak 19,75’e çıkardı. Ardından 2008 Temmuzda aynı Merkez faizi 20,25’e çıkardı.
Oysa borsayı izleseler krizin 2007 sonunda başladığını anlarlardı. Borsa endeksi 2007 sonlarında 58 binlerden düşmeye başlamış ve Temmuz ayında 33 bine kadar gerilemişti. İş sadece şelale düşüşü ile krizin geldiğinin ilanına kalmıştı. O hareket de Eylül 2008’de başladı zaten.
Bizim Merkez Bankası ise faizleri ancak Ekim 2008’de indirmeye başlayarak krizin bizi dağıtmasında epey rol oynadı. Bakmayın krizin teğet geçmesine... 2008-2009 küresel kriz bizi süre açısından ve derinlik bakımından 2001 krizi kadar çökertmiştir. Aradaki fark 2001 bize ait krizde, 2008 ise küreseldi; yani biz o kadar suçlu değildik. Ama emsal ülkelerden çok daha derin etkilendiğimizi de ifade edelim. İşte o günlerde-yıllarda faizin yüksekliğini nerede ise tek başıma dile getirmek durumundaydım. Erdem Başçı’ya saldıranlar ise o günlerin Merkezini yere göğe sığdıramıyordu.
Hayat işte!
***
Eeee, bugün durum ne?
2011 sonrası Merkez Bankası en yüksek faizi, hem de en uzun sürede uyguluyor. Ama kimsenin Merkez Bankasına “gıkı” çıkmıyor.
Anlamak mümkün değil.
Bakın tablo burada.
2011 başından bugüne kadar Merkez Bankasının uyguladığı fiili piyasa faiz oranını görüyoruz. Mart ortasından bu yana yüzde 11,0’in üzerinde bir faiz var. Ocak ayından bu yana da Merkez faizi hiç tek haneye düşürmemiş.
Erdem Başçı bu faizi uygulasaydı var ya... Kim bilir ne tanımlama ve suçlamalara maruz kalırdı.
Ya şimdi?
Kimse Merkez Bankasına bir şey diyor mu? Yakın zamanın en uzun süreli ve en yüksek faizini uygulayan olmasına rağmen, bir söz var mı?
Neymiş... Adamına göre oran varmış. Erdem için 9,0 çok büyüktü ama bizden olunca 12,0 düşük olabiliyormuş. Ne diyelim... Söylem başka... Eylem başka.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.