Tam Tarihi Belli Değil
* BİR gün önceden, telefonla, “Ben Vezüv yanardağı, yarın 12’yi sekiz geçe patlayacağım, haberiniz olsun. Selamlar, saygılar, iyi günler” diye haber vermez kızgın dağ.
* Titanic’in şu meşhur ilk ve son seferinin lüks mevki biletlerinde, “Saygıdeğer kıymetli velinimet müşterimiz, gemimiz, şu tarihte ve saatte buzdağına çarparak batacaktır” diye bir not bulunmuyordu.
* Birinci dünya savaşının patlayacağı konusunda on milyonlarca halka tarih verilmemişti.
* İkinci dünya savaşı için de…
* Üçüncü dünya savaşının ayak sesleri duyuluyor. Büyük, korkunç, dehşetli, ölümcül bir savaş olacağı belli ama tarihi, günü, saat belli değil.
* Bütün uzmanlar büyük zelzele olacak diyor; lakin kesin tarih veremiyorlar.
* Her can ölümü tadacaktır, herkes vakt-i merhunu gelince ölecektir. Ölüm ne zaman gelip çatacak, tam tarihini bilen yok.
* Bütün dünya saltanatları yıkılmaya mahkumdur.
* Maddî kemâller zeval bulmaya mahkumdur. Nitekim her kemalin bir zevali vardır denilmiştir.
* Allah Hz. Süleymana büyük bir saltanat nasip etmişti, onun yerinde şimdi yeller esiyor.
* Roma battı yıkıldı.
* Osmanlı devleti yıkıldı.
* Çarlık Rusyası yıkıldı,
* Ona halef olan Sovyetler Birliği çöktü.
* Avusturya Macaristan imparatorluğu tarihe karıştı.
* Napolyon’un saltanatı yerle bir oldu.
* Hitlerin saltanatı.
* Çin dünyaya kazık çakar mı sanıyorsunuz?
***
Tarih diye bir ilim var, ibretlerle dolu.
İslam dini hikmet dinidir.
Dini kâfir anlamaz, cahil yobaz anlamaz.
Ölümün büyük bir öğüt olduğunu anlamayan şu gafil herif gerçek dindar değildir.
Dünya sarhoşları uyanmaz, ayılmaz.
Titanic için “Bu gemiyi Allah bile batıramaz” diyen o sersem kimdi?
Vezüv’ün yakıcı külleri ve lâvları içinde helak olan Pompeililer, patlamadan günlerce önce yerden gelmeye başlayan homurtuları niçin duymamışlardı?
Tam tarihi belli değil ama büyük deprem geliyorum diyor.
“Büyük yolculuk” ne zaman?
Kaç çeşit kıyamet var?
Kişinin ölümü onun kıyametidir.
Toplumların kıyameti vardır.
Devletlerin.
Ateistler âhirete hesaba kitaba Cennete Cehenneme inanmazlar.
Onlara göre, ölünce iş biter. İyiliklerin ödülü, kötülüklerin cezası yoktur.
Zalimin yaptığı yanına kâr kalır.
Hırsız çaldığından, katil öldürdüğünden, kötü kötülüğünden hesaba çekilmez.
Müslüman böyle değildir. O yalan söylemez, gıybet iftira tecessüs etmez… İffete namusa, şerefe aykırı işler etmez…
Müslümanlıkla gaflet bir arada olmaz.
En kötü gaflet alim geçinenlerin gafletidir.
Cahillerin vebali da onların üzerinedir.
Bir toplumda bilenler bilmeyenlere nasihat etmiyor, onları uyarmıyor, aydınlatmıyor, bilgilendirmiyorsa orada İslam’ın ancak ismi ve resmi vardır.
İslam baştan başa nasihattir.
Bir gafile yapılabilecek en büyük yardım ve hizmet, onu gafletten uyarmaktır.
Gafletten uyananın bakan gözleri görür olur.
İşitmeyen kulakları işitir.
Çalışmayan donmuş aklı çalışmaya başlar.
Görmek, işitmek, bilmek… Ne güzel şeylerdir bunlar.
Hayat bunlarla bir mâna ve derinlik kazanır.
***
Ey din baronları!.. Halkı niçin uyarmıyorsunuz?
Ey elinde imkan ve kalem olanlar!.. Halkı niçin uyarmıyorsunuz?
Ey yağcılar, yalakalar, dalkavuklar, meddahlar!... Siz hizmet ettiğinizi mi sanıyorsunuz?