Son günlerde AKP’ye ya da AKP’lilere “en sert, en ağır” eleştirilen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’dan geliyor.

Mesela Erdoğan’ın partililerden “halkta karşılığı olan isimleri” bulmalarını istemesi “yenir yutulur” bir talep olarak görmek mümkün mü?

Partililere hem “halkta karşılığı olan” isimleri bulmaları çağrısında buluyor hem de sürekli olarak “partiye oy getirecek” isimlerden söz ediyor.

Erdoğan’ın bu sözlerinden ne anlamalıyız?

Mevcut isimlerin “halkta bir karşılığı” olmadığı ve yine mevcut isimlerin “artık partiye oy getirme potansiyelinin” kalmadığı anlaşılıyor, değil mi?

Kimileri bu çağrıyı partiyi “yenileme ve güçlendirme” çağrısı olarak kabul ediyor.

Ancak mesele onların sandığı kadar basit olmasa gerek.

Bize göre Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın peş peşe yaptığı bu çağrıların “boğulan insana yapılan suni teneffüs” çabalarından bir farkı yok.

Yani Erdoğan partisini “yeniden hayata döndürmek” için çabalayıp duruyor.

Evet, AKP seçimlerden hep galip olarak çıkıyor ama bu partinin çabasıyla değil genel başkanın gayretlerinden kaynaklanan bir başarı olmaktan ileri gitmiyor.

İktidar partisinin “halkta bir karşılığının” kalmadığı yeni adaylar aranırken bu özelliğin öne çıkarılmasından da anlaşılıyor.

Bulunacak yeni isimlerin hem “halkta karşılığının” olması hem de “partiye oy getirecek” nitelikte olmaları arzusu iktidar partisinin içine düştüğü açmazı tüm çıplaklığı ile göz önüne seriyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan bir yandan “kısır çekişmelerin” bir kenara bırakılmasını isterken bir yandan da “safların sıklaştırılması” gerektiğini söylüyor.

Ancak “kısır çekişmeler” yukarılardan gelecek bir emirle sona erdirilemez ki!

Aksine yukarılardan gelen bu tür açıklamalar parti içi çekişmeleri daha kısırlaştırıyor ve saflardaki kopuklukları artırıyor.

İktidar partisinde yaşanan sıkıntının “genel başkan” değişikliği ile aşılacağını sananlar ne kadar yanıldıklarını Erdoğan’ı genel başkan yaptıktan sonra görmüş olmalılar.

Gördüler ki sıkıntı Erdoğan’ın genel başkan yapılması ile aşılmış olmuyor o zaman gözler il ve ilçe teşkilatlarına dikildi.

Şimdi sanılıyor ki bu değişiklik yapıldığı zaman mesele halledilmiş olacak ama aksine problem daha büyüyor!