Barzani’nin “referandum yapma” kararına bölge ülkelerinden İsrail hariç herkes karşı çıktı!

Bağdat “yapma” dedi.

Sadece “yapma” demekle kalmadı, “yaparsan çıkacak sonucu tanımam” da dedi.Türkmenler referandum sonuçlarını tanımayacağını ilan etti.

İran, Barzani’yi defalarca uyardı.

Suriye duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.

Türkiye alınacak kararın “yok hükmünde” olacağını duyurdu.

Evet, bölge ülkeleri “İsrail hariç” Barzani’nin referandum kararına sıcak bakmadığını açıkladı.

Sadece İsrail referandum kararına arka çıktı! Çünkü kurulacak “bağımsız Kürdistan’ın” kendi hizmetlerinde olacağına inanıyorlardı.

Bu nedenle de kurulacak bağımsız devlet “ikinci İsrail” olarak adlandırılıyor.

Bu tablo Barzani açısından bir şey ifade etmiyor muydu?

Yakın çevresindeki tüm ülkelerin karşı olduğu bir şeyi yapmakta inat etmesi ile ne kazanacak?

Kazanacağı hiçbir şey yok!

Ama kaybedeceği çok şey var!

Dört bir tarafı kendisine karşı olan ülkelerle çevrili bir bağımsız devlet nefes alabilir mi? Alamayacağı şimdiden belli!

Bu nedenle Barzani, “Umarım Türkiye sınırı kapatmaz” diyor.

Sen dışardan gelen uyarılara hiç “kulak vermeyeceksin” yani onları “adam yerine” koymayacaksın.

Sonra da “umarım sınırları kapamazlar” diye ağlaşacaksın.

Sadece “İsrail ve Amerika’ya güvenerek” politika üretenleri bekleyen akıbet hiç değişmez. Böyle politikaların sonu hep hüsrandır.

Zaten Amerika şimdiden göstermelik de olsa “bağımsızlığa” karşı olduğunu söylemeye başladı.

Ellerinde kala kala bir İsrail kalıyor!

Barzani böylesine hayati bir karar alırken İsrail’e ne kadar güvenebilir?

Bu sorunun cevabını da Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu vermiş bulunuyor: İsrail’in ipiyle kuyuya inilmez!