Çözmeye çalışıyoruz!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın sözleri ile eylemleri arasındaki “çelişkiyi” çözmeye çalışıyoruz. Ama bir türlü çözemiyoruz!
Hem de kendimizi bir hayli zorlamamıza rağmen çözemiyoruz.
Topbaş, istifasını açıklarken, “İnsan her şeyi affeder ama adam yerine konmamayı asla” diyerek artık “adam yerine konmadığının” altını çizmiyor muydu?
Bu açıklamasını duyduğumuz zaman, “Adam haklı, bulunduğu ortamda adam yerine konulmayan herkesin göstereceği refleksi göstermiş ve istifayı basmış” demiştik. Böyle bir açıklamanın ardından yani “istifa bastıktan” sonra Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın da katıldığı toplantıda kendisini kapılarda karşılamaktan geri kalmıyor.
Karşımıza, “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirtecek bir durum çıkmıştı. Hem “adam yerine konmamaktan” yakınıp hem de kendisini adam yerine koymayanları “kapıda” karşılamasını anlamak elbette kolay bir şey değil!
Kimse bize, “Efendim Topbaş’ın Genel Başkan Erdoğan ile bir problemi yok ki” diye mazeret üretmeye çalışmasın.
Topbaş’ın Erdoğan dışında başka bir kimseye “adam yerine koymadı” diye “sitem edeceğine” ihtimal verilebilir mi?
Çünkü bulunduğu makam “Genel Başkan Erdoğan” dışında kimseye “gönül koymasına” müsait bir makam değil!
Topbaş’ın bulunduğu makamın pek çok bakanın bile “gönlünde yatan aslan” olduğu dikkate alınacak olursa bugün ne demek istediğimiz sanırız daha iyi anlaşılacaktır.
Dolayısıyla Topbaş’ın, “İnsan her şeyi affeder ama adam yerine konmamayı asla” siteminin muhatabının Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’dan başkası olacağına ihtimal vermiyoruz.
Hâl böyle olunca da böylesine bir sitemden sonra kendisini kapılarda karşılamasını anlamakta güçlük çekiyoruz.
“Kibar adamdır, centilmen adamdır, çelebi adamdır bu nedenle sitem ettiği kişilere karşı bile nezaketi elden bırakmaz” denilirse bunu bir ölçüde kabul edebiliriz. Ama yine gönlümüz öylesine “ağır bir sitemden” sonra böylesi “davranışları” içimize sindirmemize müsaade etmiyor. Tanığı olduğumuz bu anlaşılması zor olayları “siyasetin cilvesi” olsa gerek diye kabul etmemiz gerekiyor galiba!
Dün, “Beraber yürüdük biz bu yollarda” diye şarkı söyleyenler bugün böyle birbirlerine “sitem eder” hale gelebiliyor ve de ardından kapılarda “saygı duruşuna” geçiyorlarsa başka ne diyebiliriz ki!
Aklımız ve mantığımız böyle bir çelişkiyi çözmeye yetmiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.