En küçük yanlış!
Biz, “AKP yolun sonuna geldi” dediğimizde, “Bunu da nereden çıkarıyorsun” diye dudak büküp, burun kıvıranlar Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından yapılan son değerlendirmeler karşısında ne düşünüyorlar çok merak ediyoruz.
Erdoğan ne diyor? “En küçük yanlış bizi götürür” diyor!
Başka ne diyor? “İstanbul’u kaybedersek Türkiye’yi kaybederiz” diyor! Peki, işlerin iyi gittiği bir partide böyle şeyler söylenir mi?
Böyle şeyler söylendiğine göre “işler iyi gitmiyor” demektir.
Yani AKP’de “yolun sonunun göründüğü” için Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından böylesine “çarpıcı” uyarılarla teşkilat silkelenmektedir. Ve kendisine gelmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
Erdoğan başka ne diyor? “Belediye çalışmalarından memnun değilim” diyor!
“Bu tempo ile olmayacağını” ifade ediyor.
“Herkes kişisel oynuyor, kişisel hesaplarla bu iş yürümez” diyor!
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan AKP’deki “rehavetin” farkında olduğu için onları uyarmaya ve hızlandırmaya çabalıyor. Bu rehavetin kendilerini “çöküşe doğru” götüreceğini partililere anlatmaya çalışıyor.
Ama nafile!
Bu uyarılar teşkilatın bir kulağından giriyor, ötekinden çıkıp gidiyor!
Hani “vız gelir tırıs gider” derler ya, tamı tamına öyle oluyor!
Bu yüzden atalarımızın, “Dere geçerken at değiştirilmez” demesine rağmen “dere geçerken at” değiştiriliyor.
“Gönderilenlerin” yerine getirilenler “istenen performansı” gösterebilecek mi?
Gösterebilirlerse ne âlâ!
Gösteremezler ve “Gelen gideni aratır” kuralı bir kez daha haklı çıkarsa, o zaman, “En küçük yanlış bizi götürür” tespiti haklı çıkmaz mı?
AKP’ye yönelik değerlendirmelerimizde “illa bir kasıt” arayanlar bakalım Erdoğan’ın değerlendirmelerine karşı nasıl bir tepki verecekler?
Bu sözler “kendilerine gelmelerini” sağlayabilecek mi?
Hiç sanmıyoruz çünkü hasbilikten uzaklaşıp hesabileştiler. Erdoğan’ın da şikâyet ettiği gibi “kişisel oynamaya” başladılar.
Ve şimdi her şeyi kendi “şahsi hesaplarına” göre şekillendirmeye çalışıyorlar.
Hesapları bozulunca da hemen hasım halini alıyorlar. Tabir caizse “oyun içinde oyun” tezgâhlanıyor.
Yolun sonunda onları bekleyen akıbet pek iyiye benzemiyor. Bize göre “yolun sonuna” gelmiş bulunuyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.