Her kuşun eti yenmezmiş!
Medyada yer alan haberlere bakınca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın “istifasının” ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in istifasının da “an meselesi” olduğu hükmüne varmıştık.
Ama yanılmışız! Öyle olmadı.
Medyada yer alan “İran dönüşünde istifanı masamda görmek istiyorum” yollu haberlere rağmen “beklenen istifa” gerçekleşmedi.
Yapılan açıklamalardan, ikilinin görüştüğünü ama “beklenen istifa” yerine “projeler” üzerinde durulduğunu öğrendik.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Külliye’nin karşısına yapılacak “müze projesi” hakkında bilgi verdiğini duyurdu.
İkili gerçekten “müze projesi” üzerinde mi durdu, yoksa “başka şeyler” de konuştular mı bilemiyoruz.
Bildiğimiz, medyada yer alan haberlere “fazla güvenmememiz” gerektiği oldu. Medyaya kalsa “Gökçek’in ipi” çoktan çekilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gökçek ile ilgili olarak söylediği “Yok ama olmayacak anlamına gelmez” sözü de “istifasını istiyor” diye yorumlanıyordu.
Görüldü ki “olmayacak anlamına gelmediği” gibi “olacak” anlamına da gelmiyormuş. Şimdi bakıyoruz Gökçek’in “ipini çekme” işini 2018’e sarkıtmakla meşguller. “2018 Mart’ında istifa edecek” diyorlar.
Medyanın “kurusıkı” haberlerine bakınca aklımıza “Her kuşun eti yenmez” atasözü geliyor. Medya ne kadar zorlarsa zorlasın demek ki “bazı şeyler” beklendiği gibi olmuyor.
Medya “Kadir Topbaş” örneğinden hareketle “Melih Gökçek” örneğinde de “benzer bir sonuç” alacağını düşündü ama bekledikleri sonucu alamadılar.
Medya “istifa” haberleri beklerken “müze projeleri” haberi ile yetinmek zorunda kaldı.
Bu görüşmenin en dikkat çekici yanı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek’ten açıklama gelirken Külliye’den bir açıklama yapılmaması oldu.
Biz şimdi başka bir şeyi merak etmeye başladık.
Külliye “Müze projesini” çok mu beğendi yoksa “Böyle müze mi olur?” tepkisi mi gösterdi acaba?
Neyse çok geçmez, onun da cevabını öğreniriz.
İyi ki “milletin ağzı torba” değil.
Ne konuşulsa, ne karar alınsa “anında ortalığa” yayılıyor.
Bu durumdan yakınanlar var ama “ağzı gevşekler” de olmasa “kapalı kapılar ardında” neler olup bittiğini nasıl öğreniriz?
Sanırız çok beklemeyiz, tez zamanda onu da duyarız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.