Hepimiz İyi İşler Yapabiliriz
MUHTEREM Müslümanlar!.. Yapabileceğimiz salih amelleri (yararlı işleri), hayır ve hasenatı an kaybetmeden yapalım.
Alim olmak kolay değildir. Yıllarca üstadlardan, ehliyetli hocalardan ders okumak, en sonunda imtihan verip icazet almak gerekir.
Tarikata girip olgun bir insan olmak da öyle kolay değildir. Bir kâmil mürşide bağlanacaksın, çileler çekeceksin, yıllarca riyazet yapacaksın ki, derecen yükselsin, kâmil olasın.
Herkes zengin değil ki, büyük paralar harcayarak hayırlı işler, hizmetler yapsın.
Lakin hepimizin kolayca yapabileceği işler vardır. Bunları kısaca hatırlatmak istiyorum.
Birincisi: Beş vakit namaz kılmak.
İkincisi: Camiye cemaate gitmek.
Üçüncüsü: Öncelikle din kardeşlerimize ve insanlara güleryüzlü olmak. Tebessüm etmek. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) “Kardeşine tebessüm etmen, o da bir sadakadır (Allah yolunda yapılan bir iyiliktir)” buyurmuşlardır.
Dördüncüsü: Bütçemiz ne kadar dar olursa olsun, muhtaçlara bir şeyler vermek, ikram etmek. Efendimiz Ashab-ı Kiram’dan bir zata “Yemeğe biraz su koy” buyurmuşlardır. Ta ki, sofraya bir kişi daha otursun, yemek biraz çoğalsın diye.
Beşincisi: Hayvanlara, kedilere ve kuşlara, öteki ehlî (evcil) veya vahşi yaratıklara iyilik etmek. Sahih bir hadîste, susuzluktan kıvranan bir köpeğe su veren Beni İsrail’den kötü bir kadının, bu merhameti dolayısıyla Allah-u Teâlâ tarafından affedildiği bildirilmektedir.
Altıncısı: İcazetli din alimi olmak zordur ama her gün yarım saat ilmihal okuyup temel din bilgilerini öğrenmek hiç de zor değildir.
Yedincisi: Yakınlarımızı ziyaret etmek, onları telefonla aramak, mektup veya kart göndermek suretiyle de salih amel işlemiş oluruz.
Sekizincisi: Küçük de olsa (bütçemiz el veriyorsa) hediye vermek.
Dokuzuncusu: Komşularımızın haklarını gözetmek. Onların bazı ezalarına katlanıp sabretmek. Tek kelime ile iyi komşu olmak. Fakir de olsa, güçsüz de olsa her Müslüman böyle hayırlı ameller işleyebilir, az da olsa hayır hasenat yapabilir.
Merhametli olmak bile bir hayırdır.
Mahallede hasta bir kedi var. Üşenmedin hayvancağızı aldın, veterinere götürdün, tedavi ettirdin... Bilsen bunda senin için ne büyük faydalar var. Umulur ki, Rahim ve Rahman olan Rabbimiz seni bu merhametinden dolayı affeder.
Tek başına yemeğe gidiyorsun. Yirmi liralık yemek yiyeceksin. Parası olmayan birini bul, yemeğe götür, tek başına yirmi lira harcayacağına, iki kişi onar lira yiyin. Bunda senin için büyük bir ticaret vardır. Niyetin halis olmak şartıyla Allah ile ticaret yapmış olursun.
Kaldırımda bir taş var. Onu aldın kenara koydun. Bu yaptığın imanın bir şubesidir ve bundan dolayı ecir (ücret) alırsın.
Evde kuru ekmekler var, vapurla karşıya geçeceksin. Onları bir torbaya koy. Martılar vapuru takip ediyor. Ekmeklerin yarısını onlara ver, yarısını denize at. Balık bilmezse Haliq (Yaratan) bilir.
İbadet iyilik, salih amel, hayır, hasenat (velev ki, yarım hurma olsun, bir tebessüm olsun) an kaybetmeden bunları yapalım. Bunlar en güzel mânevî ticaretlerdir.
Evde bir köşede örümcek var. Onu öldürmedin, süpürge ile alıp bahçeye attın. Bu merhametin mükafatsız kalmaz.
Müslümanlık salih ameller, iyilik yapmak demektir. Herkes salih ameller işleyebilir, işlemelidir.
Namaz kılmak parayla mı, cemaate gitmek parayla mı? Niçin yapmıyoruz?
Filan camide, her gün beş vakit namazı imamın arkasında, imam iftitah tekbirini alırken almak şartıyla kılan kişiye yatsı namazlarından sonra 100 lira verilecektir denilse ne olur? Kalabalıktan cami yıkılır!..
Dinlerarası Diyalog Cehenneme Götürür
AMAN kardeşlerim dikkatli ve ihtiyatlı olunuz; Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü derken sapıklık ve hattâ küfür uçurumuna düşmeyiniz.
Diyalog ne demektir?
Ehl-i Kitab bir komşunuz var, görüşüp konuşuyorsunuz, onunla iyi geçiniyorsunuz. Ona güler yüz gösteriyorsunuz, ikramlarda bulunuyorsunuz, başına bir sıkıntı geldi mi yardım ediyorsunuz... Bu diyaloğun bir sakıncası yoktur.
Lakin başka bir diyalog var ki, o küfre kadar yol açabilir.
Hangi diyalogtur bu?
Yahudiler ve Nasara da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir demek.
Peygamberi, Kur’ân’ı, İslâm’ı red, inkâr ve tekzib edenleri haklı görmek.
Tevhid ile Teslis’i bir bilmek.
Ehl-i Kitab ile Amentü konusunda aramızda ittifak vardır demek.
Kur’ân, Yahudileri ve Hıristiyanları imana, İslâm’a çağırmıyor demek.
Sevgili din kardeşlerim, bu saydığım bozuk inançlardan ateşten kaçar gibi kaçınız. Çünkü bunlar imanı fesada uğratır.
Ehl-i Kitap ile aramızda ana konularda, usûlde ittifak yoktur.
Hıristiyanlar Hz. İsa’yı ilah (tanrı) olarak kabul ediyor.
Yahudiler, Uzeyr Allah’ın oğludur diyor.
Biz Müslümanlar BÜTÜN Peygamber’e (Allah’ın selamı üzerlerine olsun) iman ediyoruz. Onlar bizim Peygamberimize iman etmiyor.
Biz Müslümanlar, Allah-u Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerinin Tevrat ve İncil adında mukaddes kitaplar gönderdiğine iman ediyoruz. Onlar Kur’ân’a inanmıyor.
Hz. Musa ve Hz. İsa efendilerimizin (selam olsun onlara) dinleri başlangıçta haktı, İslâm’dı. Lakin daha sonra bu dinleri bozdular.
Bugünkü Tevrat ve İnciller asıl Tevrat ve İncil değildir, tahrife uğramamışlardır.
Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin davetinden ve risaletinden sonra başka dinlerin hükmü kalmamıştır.
Üç ibrahimî din demek büyük yanlıştır. Bugünkü Musevilik ve Nasranilik İbrahimî değildir.
Teslis akidesine inanan, İsa Mesih Tanrı’nın oğludur diyen, Teslis’e inanan kimseler nasıl İbrahimî olabilir.
Allah katında tek hak ve makbul din İslâm’dır. Bu, Kur’ân’ın kesin ayetleriyle sabittir. Bunu inkâr eden, üç hak din vardır diyen kafir olur.
Dinlerarası Diyalog sapıklığı Katolik kilisesi tarafından çıkartılmıştır.
Onlar bu maksatla milyarlarca dolar dağıttılar. Bu dolarları alanlar lanete uğrar.
Hıristiyanlardan para alarak (almayanlar üzerlerine alınmasın) dinlerarası Diyalog yapanlar doğrusu Allah’ın ayetlerini çok ucuza satmışlardır.
İslâm’ın tek hak din olduğuna dair 14 asırlık icma bulunmaktadır.
Bu icmaya karşı çıkanlar kendilerini ateşe atmış olurlar.
Rabbimiz sapıklıklardan koru. Âmin.