Bugün, “Amerika vize vermiyor” diye yana yakıla “şikâyetçi” olan yandaş medya dün, “Hiç olmadığımız kadar yakınız” diye manşet atmamış mıydı?

Atmıştı!

Buna ne denir?

“Siyaseten körlük” denilebilir.

“Feraset yoksunluğu” denilebilir.

“Basiretsizlik” denilebilir.

Herhalde bu feraset özürlülerin, “Amerika beş on gün içinde böyle değişti” diye iddia edecek halleri yoktur.

Çünkü Amerika dün neyse bugün de o! Dün, “Hiç olmadığımız kadar yakınız” diye manşet atanlar hiç olmazsa Amerika’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ’ın “korumalarına karşı” izlediği politikalardan ibret alabilselerdi! Ama nerede o feraset?

Basiretten ve ferasetten o kadar uzak yaşıyorlar ki! Adeta bir “hayal âleminde” yüzüyorlar. ABD Başkanı Trump , Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan söz ederken “dostum” diye lafa başlayınca akan sular duruyor. Sanıyorlar ki Amerika Türkiye’nin “gerçekten” dostu ve “sarsılmaz” müttefiki! Bu heyecanla basıyorlar manşeti: “Hiç olmadığımız kadar yakınız!” Oysa yandaş medyanın kendilerini ABD’ye “hiç olmadıkları kadar yakın” sandıkları günlerde de ABD, FETÖ terör örgütünü “sahipleniyor” ve onları koruyup kolluyordu. Yine o günlerde ABD, PKK ’nın yurt dışındaki uzantıları PYD ve YPG ile “beraber” hareket ediyordu.

Onlara “silah ve mühimmat yardımını” sürdürüyordu. Bütün bunlara rağmen yandaş medya ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yan yana gösteren fotoğrafın altına, “Hiç olmadığımız kadar yakınız” diye manşet atmakta sakınca görmedi. Oysa kafalarını azcık çalıştırabilseler ABD ile hiç de yakın olmadığımızı fark eder ve böyle bir basiretsizliğe imza atmazlardı. Ama nerede o basiret! Bize göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “en büyük şanssızlığını” böyle bir “yandaş medyaya” sahip olması oluşturuyor.

Kuşkusuz bu kadar “ferasetsiz ve basiretsiz” bir yandaş medyadan hiç kimse “doğru yolu” öğrenemez. Oysa bizim bildiğimiz, “Dost acı söyler” ve her fırsatta “yağ çekeceğim” diye gerçekleri “tepetaklak” etmez. Evet, yandaş medyanın dost sandıkları artık vize vermiyor.