Bu Ne Rezalet Ve Kepazelik 1
Olay “Vatan” gazetesinde yayınlanmış. Biz “Rezalet! İçinde ne ararsanız var” başlığı altında internet haber sitelerinden okuduk. Gerçekten de rezalet ve İçinde ne ararsanız var.
Üniversiteli iki kız, adlarını vermeyelim, isterseniz siz verdiğimiz kaynaktan tıklayarak internetten bulabilirsiniz, ama ne gereği var, evet bu iki kız birbirleriyle zina ediyorlar. Yani kız kıza sevicilik, yani lezbiyen ilişkiye giriyorlar. Lezbiyen ilişki yaşadıklarını öğrenen ….’nin ailesinden 1,5 saat bayılıncaya kadar dayak yiyorlar. Birbirleriyle cinsel ilişki yaşayan iki sevgili kız, ailelerinden şikayetçi oluyor. Yarın iki aile ve dayak işine katılanlar mahkemeye gidecek ve hesap verecekler.
Neden?
Aile içinden birisine de olsa dayak atmaktan. Cinsel tercihine karışmaktan. El ve söz ile cinsel istismarda bulunmaktan. Çünkü iki lezbiyen kız, hem dayak yediklerini, hem de el ve dil ile cinsel tacize uğradıklarını iddia ediyorlar. Diyorlar ki:
“İlk önce yumrukladılar. Sonra babası vücuduma dokunarak beni taciz etti. ‘Eğer görüşmeye devam ederseniz, sana tecavüz ederim’ diyerek beni tehdit etti. Bayılınca da beni arabayla evimin önüne atıp gitmişler.”
Dikkate şayan bir taraf da olayın geçtiği yerler. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Kızlar Manisa’da yaşıyorlar, Konya’da üniversite okuyorlar. Muhafazakarlığı ile meşhur iki şehrimiz. Bu da düşündürücü değil mi? Suçlamak için değil, dikkat çekmek için, uyarmak için yazıyorum. Alınmasın o şehirde yaşayanlar. Bendeniz de Kahramanmaraş’ta yaşıyorum. Polisler öyle şeyler anlatıyor ki, ben “kendi şehrim bu değil” diyorum. Duyduklarıma inanamıyorum. Eğer bu şehirlerimizin hali buysa, tehlike çanları sağır edercesine çalıyor demektir. Allah Teâlâ gaflet uykusundan uyandırsın.
Kim bilir şimdi bu iki aileden dayak atanlar, kendilerince kızlarını terbiye edenler, ne kadar ceza alacaklar mahkemelerden. Zira zina yasalara göre suç değil. Lezbiyen ilişki, yani sevicilik de denilen kadın kadına cinsel ilişki de suç değil. Cari hukuk ve çağdaş anlayış bunu bireyler için “cinsel tercih” ve “insan özgürlüklerinden” sayıyor. 18 yaşını aşmış iki özgür insanın yaşadığı bu ilişkiye saygı duymak her vatandaşın mecburiyetidir. Bunu kınayamaz, çirkin göremez, aşağılayamaz, el ile veya dil ile buna müdahale edemez.
Şimdi burada kişisel özgürlüklere saldırı iddiaları var. Darp ve cinsel istismar iddiaları var. Avukatlar daha ne gibi suç bulur da zammederlerse onu da bilemem. Yandı ana, baba, kardeşler ve varsa yardım edenler. Kim bilir ne kadar ceza alırlar.
Bu acı olayın hangi bir yanına yanalım?
Müslüman bir ailede yetişen Müslüman çocukların düştüğü ahlaksızlığa mı? Müslüman memlekette okulların eğittiği çocukların eğitim ve terbiyesine mi? Müslüman memlekette hukukun kafirlerden alınıp milletin dinine, terbiyesine, örf ve adetlerine ters düşüşüne mi? mahkemelerimizin düştüğü duruma mı? Ana babaların çocuk terbiyesini bilemeyişlerine mi? Hele de eğer doğru ise, “‘görüşmeye devam ederseniz, sana tecavüz ederim” deyişlerine mi?
Eminim şimdi din ile bağını koparmış, İslam medeniyetinden çıkarak Batı medeniyetine girmiş, kendisini “laik, çağdaş, modern” olarak tanımlayan nice insan bize “yobaza bak” diyerek kızıyor, aşağılayarak küfrediyordur. Bu bile onların dinden çıktıklarına delil olarak yeter.
Ey güzel ülkemin insanları, bu hale nasıl geldiğimizi bir düşünün artık! Bu konuda onlarca kitap yazdık. Nice alimlerimiz, yazarlarımız nice güzel eserler yazdılar. Ama maalesef bir okumama hastalığımız var. Fakat görüyorsunuz, bıçak kemiğe dayandı, acı yüreklerde zonkluyor, hala kendimize gelmeyecek miyiz? Bu gaflet uykusundan hala uyanmayacak mıyız?
Erkeğin erkekle, kadının kadınla cinsel ilişkisi, haram olan zina türlerindendir. Zaten bu gibi zina fiilleri için açılmak, görmek, dokunmak gerekir. Bir başkasının bedeni bu açıdan namahremdir, haramdır.
Bizim, “beden benim bedenim, ne edersem ederim, kimse karışamaz” diyen, ne Allah Teâlâ’ya, ne Peygamber Efendimize (sav) ne de aziz dinimize ve ne de bize bu konuda söz söyleme hakkı tanımayan dinsizlere bir diyeceğimiz yoktur. Onlara bir şey diyecek olursak, öncelikle dine davet etmek olur sözümüz. Bizim sözümüz Allah Teâlâ’nın arzu ve isteklerini, emir ve yasaklarını bildiren Kur’an-ı Kerîm’e “Allah kelamıdır” diye iman etmiş Müslümanlaradır.
Boşuna hariçten gazel okumasınlar!
Devam edeceğiz, bu konuda söylenecek çok söz var çünkü.