Bahçeli’nin endişesi ciddiye alınmalıdır
Akşener partisinin siyasette ilk etkisi kendini gösterdi. MHP içindeki muhalifler Akşener etrafında toplanınca MHP’nin yüzde 10 seçim barajını aşamayacağı ihtimali belirdi.
Haklı olarak da Bahçeli baraj konusunu gündeme taşımak zorunda kaldı.
Çünkü eğer bu barajla 2019 seçimlerine gidilirse meclise 2002 yılında olduğu gibi sadece AK Parti ve CHP’nin girme ihtimali güçleniyor.
***
Tabii ki şimdi top AK Parti’nin ayağında.
Başbakanpartilerin teklifini beklediklerini söyledi.
MHP 5,6 ve 7 rakamlarını telaffuz etti, CHP sözcüsü yüzde 3 olsun diyerek bir açıklama yaptı.
HDP başından beri baraja karşı hatta 2002 seçimlerinden sonra AİHM’e müracaat etmişlerdi. AİHM 30 Ocak 2007 tarihinde verdiği karar ile yüzde 10 seçim barajının hak ihlali olmadığına hükmetmişti!
***
Dolayısıyla yüzde 10 barajı mahkemelerin çözeceği bir mesele değil.
Siyaset karar verecek. Seçim kanunu değişecek.
Siyasetin karar gücü de bugün AK Parti’nin elinde olduğu için bu önemli meselenin çözümü AK Parti’ye bağlı.
Peki AK Parti bu hususta ne düşünüyor?
***
Aslında geçmişte bu konu çok tartışıldı ve AK Parti siyasi partilerin önüne sıfır baraj dâhil 3 teklif birden koydu.
Erdoğanbaşbakanlığı döneminde dar bölge sıfır baraj, daraltılmış bölge yüzde 5 baraj ve mevcut sistem diyerek meydan okudu.
Ama o zaman hiçbir parti bu teklife yanaşmadı.
***
Şimdi MHP’nin baraj konusunu gündeme getirmesi çok anlamlı değil.
Ancak..
Kanaatimce, milli meselelerde hükümete açık destek veren Bahçeli’nin bu çağrısına AK Parti kulak tıkamamalıdır.
2019’dan itibaren başkanlık sistemine geçiş tahakkuk edecektir. Siyasi istikrarsızlık artık söz konusu olmayacaktır.
Dolayısıyla parlamentonun oluşumu üzerindeki her seçimde tartışma konusu haline gelen yüzde 10 barajının kaldırılmasının zamanı gelmiştir.
***
5 ya da 6 vekillik daraltılmış bölge sisteminin Türkiye genelinde bir değişiklik yapmayacağını daha önce bu köşede yazdığımı hatırlıyorum. Çünkü zaten 54 seçimbölgesinde 5 ve daha az vekil çıkmaktadır.
Daraltılmış bölge, sadece İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde yeni bölgeler oluşacak demektir.
Ben sıfır barajdan yanayım.
Benim tercihim ve tavsiyem seçmenin siyasete daha aktif katılımını sağlayan dar bölge sistemidir.
Demokrasinin beşiği olan İngiltere’de ve başkanlığın başarıyla yürütüldüğü ABD’de dar bölge sistemi vardır.
***
Dar bölgedemek her seçim bölgesinden bir milletvekili çıkacak demektir.
Yani milletvekili sayısı 600’a çıktığına göre Türkiye 600 seçim bölgesine bölünecek ve her bölge bir milletvekili çıkaracaktır.
Böylece hem halk seçtiği vekili tanımış olacak, denetimi kolaylaşacak, hem de partiler halka yakın tabanı olan adayları seçmek zorunda kalacak.
Dar bölge sisteminde baraj zaten kendiliğinden kalkmış oluyor.
***
Daraltılmış bölgedekarar kılınacaksa da her bölgeye düşen vekil sayısı2 veya 3’e düşürülmelidir ki mevcut sistemden bir farkı olsun.
Aslında siyasi partiler ve seçim kanunları kökten değişmesi gereken kanunlardır.
Hazır uyum yasaları gündemdeyken bu kanunlar da bütünüyle yenilenmelidir diye düşünüyorum.
Bahçeli’nin talebi iyi bir fırsattır, değerlendirilebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.