Kıyametler kopuyor!
Görevlerinden istifa eden belediye başkanlarının geride bıraktıkları belediyelerde “kıyametler” kopuyor.
Şimdi de idareciler “istifa” ettiriliyor!
“Birimler” kapattırılıyor!
Kapatılan birimlerdeki çalışanlar “farklı birimlere” kaydırılıyor!
Bu fırtınada görevinden “istifa etmek zorunda kalan” bir dostumuz ile sohbet imkânımız oldu.
Kendilerinin “bir günahı olmadığı halde başlarına bunların geldiğini” yana yakıla anlattı. Ama dostumuzun “atladığı bir şey” vardı. O kendilerinin “bir günahı” olmadığını söylüyordu ama belki de “en büyük günah” onlara aitti.
Onlar “ Milli Görüş gömleğini” sırtlarından çıkarıp atanlara özenmişler ve hep birlikte saf tutmuşlardı.
Yani “Milli Görüş” yerine “Muhafazakâr Demokrat” görüşü tercih etmişlerdi. Bu sapmadaki farkı “idrak edemeyecek kadar şuursuz” değiller ama yine de tercih yaparken “kendilerine sunulan makam ve mevkilerin” etkili olduğu inkâr edilemez. Milli Görüş’ü tercih ederek “iktidar nimetinden” uzak düşmektense Muhafazakâr Demokrat görüşe evet deyip “makam ve mevkii” sahibi olmak onlara cazip gelmişti.
Hedefe giden yoldaki “milim sapmaların” insanı sonunda ne kadar büyük günahlara ortak edeceğinin farkına varamamış olmalılar.
Makam ve mevkii sahibi oldukları günlerde iktidar partisinin “bayraktarlığını” yaptılar.
Milli Görüş’te kalan eski arkadaşlarına, “Siz hâlâ oradalar da mısınız?” diye yükseklerden baktılar.
Akıllarınca kendileri “doğru yolda” idiler. Bir gün “altlarındaki koltuk ” çekiliverdi. “Makam ve mevkiiler” uçtu gitti.
Şimdi “bizim bir günahımız yok” diye boşuna ağlaşıyorlar.
Belki “en büyük günah” onlar ait.
Bir büyük davanın, bir ulvi davanın yolunu “makam ve mevkii” hatırına terk edip gitmekten “daha büyük günah” olur mu? Ama onlar henüz bunun farkında değiller. Hele biraz zaman geçsin.
Hele biraz “nefisleri ile baş başa” kalsınlar. Hele “biz ne yaptık” hesabına dalsınlar. Umarız bugün ki gibi, “Bizim bir günahımız yoktu ki” demekten vazgeçeceklerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.