Zealot ile Herodian arasında
Fransız Siyaset Bilimci Charles (Şarl) San Bayrou Batı dünyasının İslâm dünyasına yönelik muamelesini Roma’nın Yahudilere muamelesine benzetiyor. Veya aynı olduğunu itiraf ediyor. Batı’nın bakış açısı ve zihniyeti budur. 100 yıl önce de ünlü İngiliz tarihçi Arnold Toynbee tecezzi/parçalanma kabul etmeyen Batı medeniyeti karşısında İslâm dünyasının pek şansı olmadığını söylemişti. İçki ve uyuşturucu ve ırkçılık belâsı sebebiyle Batı’nın İslâmî değerlere muhtaç ve medyun olduğunu söylese de İslâm dünyasının Batı medeniyetine karşı çıkacak ve galebe çalacak bir kudrette olmadığını ileri sürüyordu. Sadece iki seçenekle karşı karşıya bulunduklarını beyan ediyordu. Ya Roma’ya baş kaldıran Yahudi tiplemesini temsil eden Zealot modeli ya da teslimiyetçi Herodian modeli. Bunu Afganistan’a uygulayacak olursak karşımıza Zealot olarak Molla Ömer çıkarken Herodian olarak da Karzai çıkmaktadır. İslâm dünyasının Batı’yı taklit ile asalet yani özgünlük arasında gidip geldiğini ama Zealot tiplemesinin kaderinin yenilmek olduğunu ve dolayısıyla Batı’ya teslim olmaktan başka çarenin bulunmadığını vazediyor. Gelenekle modernite arasındaki çekişme ve gerilimde modernitenin tercih edilmesinden başka çarenin olmadığını savunuyor.
Zealot ve Herodian. Bu iki kavram, Toynbee’nin, Batı medeniyeti karşısında, dünya milletlerinin durduğu yeri, benimsediği tavırları ve gösterdiği tepkileri temsil için kullandığı simgelerdir. Zealot, Roma hakimiyetine karşı ayaklanan Musevî partizan anlamındadır. Herodian ise, Roma kültürünü benimseyip, taklîd eden eski Yahudiye kralı Herod’dan mülhem bir tabir. Toynbee, 20. yy. dünyasında, karşı konulmaz bir güç olan Batı medeniyetinin baskısı karşısında, geçmişe sığınan, “Geleneğe dönüş” yolunu izleyenler için Zealot, aynı medeniyetin baskıları karşısında çözüm yolu için, Batıyı taklid ederek onunla aynı seviyeye ulaşma ve düşmanının silâhıyla silâhlanarak, onunla mücadele yolunu izleyenler için de, Herodian tabirini kullanıyor. Prof. Dr. Şahin Uçar, “İslâm’da Mülk ve Hilafet- Medine’yi Yeniden Kurmak” isimli eserinde, Toynbee’nin bu kavramlarını şöyle somutlaştırıyor: “Zealotluk, gerçekte, yabancı baskısı sebebiyle, geçmişe sığınan bir ‘arkaizm’dir; ‘geçmişe sığınma’ diye tarif edilebilir. İslâm dünyasındaki temsilcileri, Kuzey Afrika Senûsîleri ve Orta Arabistan Vahhabileridir. Herodianlığın tecrübe edildiği iki ülke ise Mısır ve Türkiye’dir.”
***
Bu bakış açısı bugünün Roması olan ABD tarafından da paylaşılmaktadır. Lâkin bu bakış açısı Roma’nın tıkanmasına da sebep olmuştur. Aslında, Tonybee’nin modelini ve bakış açısını Neoconların önde gelen isimlerinden Cheryl Benard, RAND’a yazmış olduğu raporlarda modern konjonktüre uygulamış ve dile aktarmıştır. Benard, bütün Müslümanları herodian olmaya davet ediyor ve ABD’nin skala biçiminde böyle bir imale ve ayartma politikası izlemesi gerektiğini salık veriyor. Benard’ın yeni kavram kamusunda Zealot’un yerini fundamentalist hatta terörist ve onun ötesinde kimilerine göre faşist Müslümanlar almıştır. Bush’un vaktiyle Basra Körfezi ve Güney Asya danışmanı olan Afganlı devşirme Zalmay Halilzad’ın eşi Cheryl Benard’ın hazırladığı “Sivil Demokratik İslâm: Ortaklar, Kaynaklar, Stratejiler” adlı raporda deniyor ki: “ABD ve Avrupa için elverişli olan, güven telkin edenler sadece, kitleleri yönetmede ve yönlendirmede Kur’ân’ın rolünü iyice sınırlandıran modernist seküler Müslümanlardır. Bu grup behemehâl desteklenmelidir. Fundamentalistler zayıflatılmalı ve yok edilmelidir. Roma’nın uygulamasında ve Toynbee’nin tarifindeki Herodian kavramı da günümüzde ılımlı İslâm anlamına tekabül etmektedir. İslâm zaten bizatihi ılımlıdır, ama kendi tarifi bağlamında. Ötekinin ılımlı demesi teslimiyetçilik bağlamındadır. Bundan dolayı son Beyan dergisinin de ifade ettiği gibi (Ekim 2008/Suudi Arabistan) Mısır’daki Amerikan elçisi Cheryl Benard’ın yaklaşımları, tasvir ve tespitleri doğrultusunda Mısır’da daha ziyade folklorik bir anlam kazanan sufî ihtifallerine katılmaktadır.
***
RAND düşünce kuruluşunun 2003 yılında Cheryl Benard’a hazırlattığı “Sivil Demokratik İslâm: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler” adlı rapor ABD’nin İslâm’a ilişkin politikalarının ipuçlarını veriyor. Rapor, İslâm Dünyası’nın güçsüzlüğü ve geri kalmışlığı konusunda Müslümanların bir fikir birliği içinde olmadıklarını belirtiyor ve dört temel grubun öne çıktığını ifade ediyor.
a- Fundamentalistler
b- Gelenekçiler
c- Modernistler
d- Laikler
Raporda ABD yönetimine yapılan tavsiyeler, grupların batı karşısındaki tavırlarına göre nasıl davranmaları gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Yaklaşık 40 sayfayı bulan raporun “Stratejiyi Destekleyici Özel Eylemler” başlıklı son bölümünde karar mekanizmalarına bazı tavsiyeler yapılıyor. Öncelikle Modernistleri ve Ilımlı laikleri destekle... Çalışmalarını yayımlat ve dağıt... Geniş kitleler ve gençler için yazmaları konusunda cesaretlendir... Düşüncelerini İslâmî eğitim müfredatlarına sok... Fundamentalistlere karşı gelenekçileri destekle... Gelenekçilerin fundamentalist vahşetine karşı yaptıkları eleştirileri yayınla, fundamentalist ve gelenekçiler arasındaki anlaşmazlıkları körükle... Gelenekçiler ve fundamentalistler arasındaki itttifakları boz... Gelenekçiler arasında farklı grupların arasında ayırım yap... Sufizmi güçlendir... Fundamentalistlere karşı mücadele et... İslâm yorumu konusunda tezatlarını ortaya çıkar... Vahşet içeren olayların sonuçlarını herkese göster (Cezayir vesaire)... Kendi toplumlarının kalkınmasına yetecek bir yöneticilik kabiliyetlerinin olmadığını göster... Bu mesajlar için öncelikle gençleri, dindar olan gelenekçileri, Müslüman azınlıkları ve kadınları hedef seç... Gazetecileri bu grupların yolsuzlukları ve ahlâksızlıklarını araştırmaları konusunda cesaretlendir... Laikleri seçici olarak destekle...
Tam da bu sebeple Burgiba gibi laik kafalı Müslüman liderler hep Batı’nın atıfetine ve desteğine nail ve haiz olmuşlardır. Modern dönemlerin Herodian tipli liderleri Burgiba ve Karzai gibi liderlerdir. Bu hususta Richard Perle’nin kalemdaşı David Frum’un bir kitabında, İslâm dünyası için önerdiği model ve ısmarlama lider tipi hatırlanabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.