Niçin merak ederiz?
Bir düşünür merak duygusunun, insanın öğrenme evrenini genişletmek ve insanlarla bilgi alışverişinde bulunabilmek için bahşedilmiş özel bir yetenek olduğunu söyler. İnsanın gelişim sürecini dikkate aldığımızda bu yaklaşımın yerinde bir tespit olduğunu anlayabiliriz. Nitekim insan yavrusu konuşmaya başladığı andan itibaren olayları ve objeleri anlamaya ve tanımaya çalışıyor ve yola sorularla çıkar.
Dünyayı tanımaya çalışan çocuk, objelere dokunur, olayları anlamaya çalışıyor, ölüm yaşam ve ahiretle ilgili sorular sorar. Çocuk bilgi dağarcığını geliştirmek ve yaşadığı topluma uyum sağlamak için büyük çaba sarf eder. Bu çabalarının sonucunda ihtiyacı olan bilgi ve deneyimlere ulaşır ve topluma uyum sağlar.
İnsanın hiçbir şeye karşı merak duymaması ciddi bir sorundur. Zira öğrenme sürecinin ilk basamağı meraktır. Fakat merak ettiğimiz, ilgi duyduğumuz şeylerin ne olduğu da önemlidir. İhtiyacımız olan bilgiye ulaşabilmek için merakımızın bizi götürdüğü noktaya doğru ilerleyebiliriz. Bu doğal bir itkidir. Fakat filan şarkıcının sevgilisi kimmiş, şu kişinin ne kadar mülkü varmış, kim nerede ne yapmış gibi hiç işimize yaramayacak malumatlara merak duyup kafa yormak zamanın israfından başka bir şey değildir. Yani merakımızı celbeden şeyler, işimize yarayacak ve hayatımıza katkı sağlayacak olan şeyler olmalı ve zaman israfına yol açmamalıdır.
Merakın oluşabilmesi için kişinin öğrenmek istediği şeyi zihninde temsil etme becerisi kazanmış olması gerekir. Merak varsa, zihin bilmediği bir şeyi temsil ediyor demektir. Zihnin temsil ettiği şey önce soruya oradan da bilgiye dönüşecektir.
Merakınız sizi sonu gelmeyecek arayışlara götürür ve bir soru ile çıktığınız yolculuğunuz hayat boyu devam eder. Neden niçin nerede nasıl diye sormaya devam eder ve maksadınıza ulaşmaya çalışırsınız.
Her şey bir soru ile başlar. Nitekim insanoğlu ihtiyacı olan bilgiye soru sorarak ulaşmıştır. Tarihin bazı dönemlerinde insana soru sorma özgürlüğü tanınmamıştır. Mesela Ortaçağda fazla meraklı olmak bir küstahlık olarak görülür ve bu kişiler dışlanırdı. Oysa doğru ve yerinde sorulmuş bir soru kişinin yaşamını kurtarabilir.
Rabbimiz ayetlerinde akletmiyor musunuz? Düşünmüyor musunuz? Diye sorar ve insanın merak duygusunu harekete geçirir, onu hakikate ulaşması için teşvik eder. Zaten merak duygusu da bunun için verilmiştir. Yani doğru bilgiye ulaşmamız için…
BİR SÖZ
Hayvanlar çok şey biliyor, fakat insan bilmekte kalmıyor farkına varıyor, merak ediyor, araştırıyor sorular soruyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.