Fiziki, politik ve psikolojik taarruzlara maruz kalıyoruz. Siyonistler Kudüs’le ilgili hayallerini gerçekleştirmek için çocuk yaşlı demeden katlediyor. İslam coğrafyası bir yandan işgallere karşı direnç göstermeye çalışırken diğer yandan atılan iftiralarla, gündemde tutulmaya çalışılan kara propagandalarla mücadele ediyor. Biliyorsunuz bir dönem şer zihniyetlerin beslemeleri ortaya çıkmış ve Hz. Peygamber ve ailesine iftira içeren yayınlar hazırlayarak Müslümanlar üzerinde psikolojik baskı uyandırmaya çalışmışlardı. Bu beslemeler daha sonra iftira ve karalama kampanyalarını karikatür üzerinden sürdürmüş ve yok edemiyorsun çamur at misali tavırlar sergilemeye devam etmişlerdi. Geçtiğimiz günlerde aynı zihniyetlerin kara Cuma kampanyası ile ortaya çıktıklarına Müslümanlara gönderme yaparak niyetlerini ortaya koyduklarına şahit olduk. Gerçi büyüklerimizin de dediği gibi “Altını cerahat dolu bir kuyuya atsanız dahi özünden hiç bir şey kaybetmez” Bizler dinin sahibinin Allah olduğuna dolayısıyla onu koruyacak olanın da yine Rabbimiz olduğuna yürekten inanıyor ve üzerimize alınmıyoruz. Peki, ne yapabiliriz? Bize düşen görev şudur: Şartla ne olursa olsun doğru düşünmek, doğru yaşamak ve doğruların savunuculuğunu yapmak…

Siyonist-Kapitalist güç odaklarının İslam’a olan husumetlerinin en büyük nedeni vahyin merkezini adalet üzerine kurmuş olmasıdır. İslam’ın ezilenlerin haklarının iade edilmesi ve adaletin yaşamın tüm safhalarına hâkim olması noktasındaki emirleri ve Müslümanların bu emirlere riayet etmeleridir. Zira bu zihniyetler İslam’ın hâkim olduğu coğrafyalarda karanlığa geçit verilmeyeceğini, bu topraklarda zulmün hiçbir türüne müsaade edilmeyeceğini bilmektedirler. İslam’ın yeryüzüne hâkim olması durumunda yoksul ve mağdur insanların kaynaklarını sömüremeyeceklerini, çocukları, gençleri, yaşlıları katledemeyeceklerini, ellerini kollarını sallayarak yürüyemeyeceklerini biliyorlar. Onlar İslam’ın yeryüzüne hâkim olması durumunda kendilerini efendi olarak görüp eşkıyalığa devam edemeyeceklerini biliyorlar. O yüzden İslam’ı ve Müslümanları en büyük düşman olarak görüyor ve onların kutsallarına fiziki ve psikolojik saldırıda bulunuyorlar. Fakat başta da dediğim gibi doğru olan hak olan değerler atılan çamurla kirlenmeyecektir. Bu bir gerçek!