Hepimiz YPG’yi terör örgütü PKK’nın yurt dışı uzantılarından biri olarak biliyoruz. Yani bir terör örgütü olarak tanıyoruz.

Ama bizim terör örgütü olarak bilip tanıdığımız YPG artık karşımıza bir ordu olarak çıkıyor.

Yıllardır dost ve müttefik olarak bildiğimiz Amerika YPG’yi öyle bir donattı ki artık onlardan örgüt diye söz etmek mümkün değil.

Karşımıza düpedüz bir ordu var.

Hem de tam teşekküllü bir ordu var.

Amerika tarafından gönderilen binlerce TIR silah ve mühimmat ile YPG’nin gücü 10 tugay ya da üç kolordu gücüne erişmiş durumda.

Dost ve müttefik olarak bilinen Amerika’ya “teröristlere böyle destek vermeyin” denildiğinde, “Onlar DEAŞ’e karşı bizim adımıza savaşıyorlar” cevabını aldık. Şimdi ortada DEAŞ diye bir tehdit unsuru kalmadığına göre tam teçhizatlı bu ordu kime karşı savaşacak dersiniz?

Bu noktada Amerikalıların sıkça tekrarladığı“Türkiye, Bağımsız Kürdistan’ın kurulması fikrine alışmalı” şeklindeki açıklamalarını hatırlatmak isteriz.

Bir yandan Türkiye’nin “bağımsız Kürdistan’ın kurulması” fikrine alışması beklenirken bir yandan da artık Suriye ve Irak gibi ülkelerin aynı şekilde kalamayacakları ve parçalanacakları söyleniyor.

Yani Irak ve Suriye parçalanacak ve onların yerinde bağımsız Kürdistan kurulacak!

Peki, kurulacak bağımsız Kürdistan’ın sınırları Irak ve Suriye toprakları ile sınırlı kalacak mı? Hiç öyle şey olur mu? Elbette kurulacak bağımsız Kürdistan’a ülkemizden de toprak tahsis edilmek istenecek.

Amerikalılar henüz bunu telaffuz etmemişlerse de yakında bu bağlamda laflar duymamız da mukadderdir.

Evet, burnumuzun dibindeki “terör örgütü YPG” Amerikalılar tarafından korunup kollanarak bir “terör ordusu” haline getirilmiş bulunmaktadır.

Yani yüzümüze karşı dost ve müttefik gibi görünmelerinin aslı astarı yoktur.

Onların asıl amaçları bölgemizde yeni “devletçiklerin” kurulmasıdır. Bağımsız Kürdistan da bu projenin bir bölümüdür.

BOP yani Büyük Ortadoğu Projesi adım adım ilerlemektedir.

Bir zamanlar bu projeye arka çıkanların yani kendilerini eş başkan olarak görenlerin kulakları çınlasın.

Basiret ve ferasetten uzak politikalar başımıza ne kadar büyük dertler açıyor, değil mi?